yerleştirilmek

listen to the pronunciation of yerleştirilmek
Турецкий язык - Английский Язык
to be placed
be perched
be located
yerleş
ensconce
yerleş
settle

The Indians gave the settlers food. - Hintliler yerleşimcilere yemek verdi.

Tom refused to settle down. - Tom yerleşmeyi reddetti.

yerleş
settle down

Tom is ready to settle down and start a family. - Tom yerleşmek ve bir aile kurmak için hazır.

Tom refused to settle down. - Tom yerleşmeyi reddetti.

yerleş
{f} settled

They settled in Japan. - Onlar Japonya'da yerleştiler.

He settled down in his native country. - Anavatanına yerleşti.

yerleş
{f} ensconcing
yerleş
settle in

They decided to settle in a suburb of London. - Londra'nın bir banliyösüne yerleşmeye karar verdiler.

They are planning to settle in New Zealand. - Yeni Zelandaya yerleşmeyi planlıyorlar.

yerleş
embed
yerleş
populate
yerleş
reside

Tom and Mary live in a quiet residential neighborhood. - Tom ve Mary sessiz bir yerleşim bölgesinde yaşıyorlar.

A factory is not suitable for a residential district. - Bir fabrika, bir yerleşim bölgesi için uygun değildir.

yerleş
{f} site
yerleş
indwell
Турецкий язык - Турецкий язык
Yerleştirmek işine konu olmak
Yerleştirme işine konu olmak
yerleştirilme
Yerleştirmek işi
yerleştirilmek
Избранное