They have located Tom.
- Onlar Tom'u yerleştirdi.
Antennas should be placed on the highest part of the building, preferably.
- Antenler tercihen binanın en yüksek kısmına yerleştirilmeli.
The college has a placement bureau for students.
- Üniversitede öğrenciler için bir yerleştirme bürosu vardır.
Both armies were placed one in front of the other and spent their days doing nothing.
- Her iki ordu bir diğerinin önüne yerleştirildi ve günlerini bir şey yapmadan geçirdiler.
The doctor placed a stethoscope on the patient's chest.
- Doktor, hastanın göğsüne bir steteskop yerleştirdi.
The final piece was placed in the puzzle.
- Son parça bulmacaya yerleştirildi.
When their leader died, they placed his body in a large tomb.
- Liderleri öldüğünde, onun vücudunu büyük bir mezara yerleştirdiler.
The Indians gave the settlers food.
- Hintliler yerleşimcilere yemek verdi.
He settled down in his armchair to listen to the music.
- O, müzik dinlemek için koltuğuna yerleşti.
Tom refused to settle down.
- Tom yerleşmeyi reddetti.
Let's all settle down here.
- Hepimiz buraya yerleşelim.
They settled in Japan.
- Onlar Japonya'da yerleştiler.
They settled in Canada.
- Onlar Kanada'ya yerleştiler.
They found it easy to settle in the United States.
- Onlar Amerika Birleşik Devletleri'nde yerleşmeyi kolay buldular.
They are planning to settle in New Zealand.
- Yeni Zelandaya yerleşmeyi planlıyorlar.
A factory is not suitable for a residential district.
- Bir fabrika, bir yerleşim bölgesi için uygun değildir.
This is residential property.
- Burası yerleşim bölgesidir.