They dug miles of underground tunnels to resist the enemy attack.
- Onlar düşman saldırısına karşı koymak için millerce yeraltı tünelleri kazdılar.
They live underground.
- Yeraltında yaşıyorlar.
Tom has many underworld connections.
- Tom'un birçok yeraltı dünyası bağlantısı var.
He was active in the underground.
- O, yeraltı dünyasında aktifti.
We discovered a secret passageway leading to the catacombs.
- Yeraltı mezarlığına giden gizli bir geçit keşfettik.
They live underground.
- Yeraltında yaşıyorlar.
The resistance movement has gone underground.
- Direniş hareketi yeraltına indi.