They speak English in New Zealand.
- Yeni Zelanda'da, halk İngilizce konuşur.
This tape recorder is not new.
- Bu kayıt cihazı yeni değil.
Tom has recently been learning how to sing a lot of new songs.
- Tom son zamanlarda çok sayıda yeni şarkıları nasıl söyleyeceğini öğreniyor.
Is this a recent photo?
- Bu yeni bir fotoğraf mı?
Tom has recently been learning how to sing a lot of new songs.
- Tom son zamanlarda çok sayıda yeni şarkıları nasıl söyleyeceğini öğreniyor.
Recently, I moved to a new apartment.
- Geçenlerde yeni bir daireye taşındım.
I had my driver's license renewed last month.
- Ehliyetimi geçen ay yenilettim.
I had my driver's license renewed last month.
- Sürücü ehliyetimi geçen ay yenilettim.
Washington's neocons believe that there is a clash of civilizations that they're going to win.
- Washington'un yeni muhafazakarları onların kazanacakları bir medeniyetler çatışması olduğuna inanıyor.
Her new novel has become a best seller.
- Onun yeni romanı çoksatar oldu.
A novelty wears off in time.
- Bir yenilik zamanla yok olur.
Several young engineers were employed and were devoted to developing a new computer.
- Birçok genç mühendis istihdam edildi ve onlar kendilerini yeni bir bilgisayar geliştirmek için adadılar.
Tom asked Mary when she was going to buy a new pair of shoes for her youngest daughter.
- Tom Mary'ye en genç kızı için ne zaman bir çift yeni ayakkabı alacağını sordu.
This laboratory is equipped with the latest computers.
- Bu laboratuvar en yeni bilgisayarlarla donatılmıştır.
Tom's latest movie just came out.
- Tom'un son filmi yeni yayınlandı.
She is an English teacher fresh from college.
- O üniversiteden yeni mezun bir İngilizce öğretmenidir.
Tom emptied the water out of the bottle before he refilled it with fresh water.
- Tom taze suyla yeniden doldurmadan önce, suyu şişeden boşalttı.
Have you finished it? On the contrary, I'm just starting.
- Bitirdin mi? Aksine, yeni başlıyorum.
Tom put the new tablecloth he had just bought on the table.
- Tom satın aldığı yeni masa örtüsünü masaya koydu.
He was re-elected six years later.
- Altı yıl sonra yeniden seçildi.
Sooner or later, we'll have to buy a new TV since the TV we have now is a very old model.
- Er ya da geç, şu an sahip olduğumuz TV çok eski bir model olduğu için yeni bir televizyon almak zorunda kalacağız.
We need to invest in clean, renewable energy.
- Temiz, yenilenebilir enerjiye yatırım yapmalıyız.
Lisa's room needs to be cleaned again.
- Lisa'nın odası yeniden temizlenmeli.
His new job further separates him from his family.
- Onun yeni işi onu ailesinden daha çok ayırıyor.
I want a new smartphone!
- Yeni bir akıllı telefon istiyorum!
Tom wants to buy a new smartphone.
- Tom yeni bir akıllı telefon satın almak istiyor.
The hotel is looking for a new head receptionist.
- Otel yeni bir baş resepsiyonist arıyor.
They stayed at a new hotel in Kobe.
- Kobe'de yeni bir otelde kaldılar.
My car is newer than Tom's.
- Benim arabam Tom'unkinden daha yeni.
Tom has a newer car than I do.
- Tom'un benimkinden daha yeni bir arabası var.
Layla's nightmare was only just beginning.
- Leyla'nın kabusu daha yeni başlıyordu.
I've only just begun.
- Sadece yeni başladım.
Newly printed books smell good.
- Yeni basılmış kitaplar güzel kokuyor.
Tom and I are newlyweds.
- Tom ve ben yeni evlileriz.
I love the aroma of freshly brewed coffee.
- Yeni demlenmiş kahve kokusunu seviyorum.
A freshly baked cake doesn't cut easily.
- Yeni pişirilmiş bir kek kolayca kesilmez.