Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

yazılmış

listen to the pronunciation of yazılmış
Турецкий язык - Английский Язык
gram

Right now I'm reading a book that has been written in English about French grammar. - Şu anda Fransızca dil bilgisi hakkında İngilizce yazılmış bir kitabı okuyorum.

written

The book is written in Spanish. - Kitap, İspanyolca olarak yazılmış.

This poem was originally written in French. - Bu şiir, orijinal olarak Fransızca yazılmıştır.

(Kanun) worded
entered
typed
yaz
summer

How much money was saved in preparation for the summer vacation? - Yaz tatiline hazırlık için ne kadar para biriktirildi?

I went camping last summer. - Geçen yaz kampa gittim.

yaz
{f} clerk

In the late 1950's, my mother wanted to buy a bottle of rum, and the clerk at the Ontario liquor store asked her, whether she had a note from her husband. - 1950'lerin sonlarında annem bir şişe rom almak istemiş, ve Ontario tekel bayiindeki görevli ona kocasının yazılı izninin olup olmadığını sormuş.

The clerk nodded, so the woman wrote a check and handed it over. - Katip başını salladı bu yüzden kadın bir çek yazdı ve onu teslim etti.

yaz
wrote

I wrote the wrong address on the envelope. - Zarfın üstüne yanlış adres yazdım.

She wrote the book with very little effort. - Çok az bir gayretle kitabı yazdı.

el ile yazılmış metin
(Kimya) manuscript
elle yazılmış
hand written
girintili yazılmış paragraf
(Bilgisayar) indented paragraph
koyu renk yazılmış
bold-faced
yaz
(Dilbilim) script

He writes scripts for TV shows. - O, TV gösterileri için senaryolar yazar.

In the Middle Ages, anyone who'd oppose to the Holy Scriptures was murdered. - Orta çağlarda, Kutsal Yazılara karşı çıkan herhangi biri öldürüldü.

yaz
inscribe
yaz
{f} penned

He penned it down so as to not forget it. - Onu unutmamak için yazdı.

yaz
write

I would love to write hundreds of sentences on Tatoeba, but I've got things to do. - Tatoeba'ya yüzlerce cümle yazmak isterdim ama yapmam gereken şeyler var.

You must not write a letter with a pencil. - Bir mektubu kurşun kalem ile yazmamalısın.

yaz
{f} jot

Tom jotted down a message to Mary. - Tom Mary'ye bir mesaj yazdı.

yaz
{f} writing

Ann has just finished writing her report. - Ann raporunu yazmayı az önce bitirdi.

She is writing a letter now. - O şimdi bir mektup yazıyor.

yaz
prescribe

The doctor prescribed medicine for the patient. - Doktor hasta için ilaç yazdı.

Tom feels a little better after taking the medicine that the doctor prescribed. - Tom doktorun yazdığı ilacı aldıktan sonra biraz daha iyi hissetti.

yaz
{f} written

This poem was originally written in French. - Bu şiir, orijinal olarak Fransızca yazılmıştır.

Words fly away, the written remains. - Söz uçar, yazı kalır.

yaz
write down

I tried to write down everything he said. - Onun söylediği her şeyi yazmaya çalıştım.

Write down your name here. - Adınızı buraya yazın.

yaz
{f} pen

Tom took out a pencil and started to write. - Tom bir kalem çıkardı ve yazmaya başladı.

You must not write a letter with a pencil. - Bir mektubu kurşun kalem ile yazmamalısın.

yaz
enrol
yaz
draw up
yaz
print in
yaz
{f} printed

A newspaper printed a story about the operation. - Bir gazete operasyon hakkında bir hikaye yazdı.

Tom printed out the page. - Tom sayfayı dışarı yazdırdı.

yaz
aestival
Yeni ahit'te yazılmış bir mektup
Epistle
acele ile yazılmış
scrabbled
acele ile yazılmış
scrawled
alına yazılmış
fated
alınında/ına yazılmış olmak
to be one's destiny, be one's fate; to be preordained
askere yazılmış (askere yazılma)
(Askeri) enlisted
bir çok yere gönderilmek üzere yazılmış
encyclical
bir çok yere gönderilmek üzere yazılmış
encyclic
bütünü imza sahibince yazılmış
holograph
daktilo ile yazılmış
typed
daktilo ile yazılmış yazı
typescript
daktiloda yazılmış
typewritten
dionysus şerefine yazılmış ilâhi
dithyramb
germen alfabesi ile yazılmış
runic
girintili yazılmış liste
(Bilgisayar) indented list
hece ölçüsüyle yazılmış
syllabic
imza sahibinin eliyle yazılmış
holograph
kendi eli ile yazılmış
autographic
koro için yazılmış
choral
koyu renk ile yazılmış
bold face
koyu renk yazılmış
bold
koyu renk yazılmış
bold face
koyu renk yazılmış
bold faced
kronolojik yazılmış tarih
chronicle
kurşunkalem ile yazılmış
pencilled
küçük yazılmış bölüm
small print
kırmızı harflerle yazılmış
rubric
latince kökenli dilde yazılmış kitap
romance
lirik tarzda yazılmış
lyricised
mürekkepli kalemle yazılmış
pen and ink
sahne için yazılmış oyun
drama
satır arasına yazılmış
interlinear
senaryo olarak yazılmış
scripted
siyah harflerle yazılmış
bold face
takma adla yazılmış
pseudonymous
tersten yazılmış yazı
mirror writing
tırnak içinde yazılmış
quoted
yaz
aestival [Brit.]
yaz
estiva
yaz
summertime

Bicycles are for summertime. - Bisikletler yaz içindir.

How restful it is to sleep under the shadow of a willow in an Anatolian village in summertime. - Bir Anadolu köyünde yazın söğüt gölgesinin altında uyumak ne kadar huzur vericidir.

yaz
write#down
yaz
writedown
yaz
{f} type

You see the words that I typed on the screen, but you don't see the tears that I shed over the keyboard. - Benim ekranda yazdığım kelimeleri görebilirsin, ama benim klavye üzerine döktüğüm gözyaşlarını göremezsin.

I can't reply your message immediately, for I can't type fast. - Hızlı yazamadığım için mesajına hemen cevap veremiyorum.

yaz
drawup
yaz
indite
yeniden yazılmış parşömen
palimpsest
yuvarlak majiskül harflerle yazılmış
uncial
ıslav alfabesi ile yazılmış olan
Cyrillic
Турецкий язык - Турецкий язык
merkum
yaz
Yılın, haziranın 21 'inde başlayıp eylülün 23 'üne kadar süren, ilkbaharla sonbahar arasındaki sıcak mevsimi
yaz
Kuzey yarım kürede haziranın 21 'inde başlayıp eylülün 23 'üne kadar süren, ilkbaharla sonbahar arasındaki sıcak mevsimi: "Çok sıcak bir yaz gecesiydi."- Y. K. Karaosmanoğlu