Select Keyboard: Türkçe ▾ X
| ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|---|
|
Curb extensions force traffic to slow down.
- Genişleyen kaldırımlar trafiğin akışını yavaşlatıyor.
It looks as if Tom is trying to slow down the negotiations.
- Tom sanki müzakereleri yavaşlatmaya çalışıyor gibi görünüyor.
When approaching a bend in the road, slow down, and speed up after exiting it.
When you are driving, you should slow down on corners.
- Araba sürerken virajlarda yavaşlamak zorundasınız.
Ambulances don't have to stop at red lights, but they usually slow down.
- Cankurtaranlar kırmızı ışıklarda durmak zorunda değiller ama genellikle yavaşlarlar.
Business has really slowed down.
- İş gerçekten yavaşladı.
After the first year, the patient's recovery slowed to a standstill.
- Birinci yıldan sonra, hastanın iyileşmesi durma noktasında yavaşladı.