She saw her daughter lying on the sidewalk, unconscious.
- O, kızını baygın halde kaldırımda yatarken gördü.
He learned English perfectly well, lying on the sofa and drinking beer.
- İngilizceyi mükemmel şekilde, kanepede yatarken ve bira içerken öğrendi.
I often go yachting on weekends.
- Hafta sonlarında sık sık yatçılığa giderim.
Many yachts are in the harbor.
- Birçok yat limandadır.
Whenever I lie down on my bed and read a book, I fall asleep.
- Ne zamam yatağıma uzanıp bir kitap okusam, uykuya dalarım.
I'd like to lie down.
- Ben yatmak istiyorum.
I'm really tired; I think I'll go to bed.
- Çok yorgunum; Sanırım yatacağım.
When do you usually go to bed?
- Genellikle ne zaman yatarsın?