yasalaştırma

listen to the pronunciation of yasalaştırma
Турецкий язык - Английский Язык
(Hukuk) enactment
A piece of legislation that has been properly authorized by a legislative body

The enactments passed by the council that year included sweeping reforms.

The act of enacting, or the state of being enacted

The enactment of this law will be a great step backward for our country.

Final passage of a bill by the House or Senate
acting the part of a character on stage; dramaticially representing the character by speech and action and gesture
When a piece of legislation has passed the United State House of Representatives and the United States Senate, the two bodies then get together and agree in "conference" to send the legislation to the President If the President signs the legislation it becomes a law Most pieces of legislation are enacted or take effect immediately Some, however, have starting dates that apply in the future and some pieces of legislation also apply to the past or retroactively
the passing of a law by a legislative body
a legal document codifying the result of deliberations of a committee or society or legislative body
{i} legislation, decree; representation, performance
The enactment of a law is the process in a parliament or other law-making body by which the law is agreed upon and made official. We support the call for the enactment of a Bill of Rights
A law or a statute; a document which is published as an enforceable set of written rules is said to be "enacted"
That which is enacted or passed into a law; a law; a decree; a statute; a prescribed requirement; as, a prohibitory enactment; a social enactment
The enactment of a play or story is the performance of it by an actor or group of actors. The main building was also used for the enactment of mystery plays. = performance
The passing of a bill into a law; the giving of legislative sanction and executive approval to a bill whereby it is established as a law
The act of enacting, the state of being enacted, or something that has been enacted
An item of legislation adopted by the council which amends the RI constitution or bylaws or the standard Rotary club constitution See also Resolution
According to the information systems approach to organizations, proactive communication in which members of an organization invent their environment rather than merely discover it; action that is a precondition for sensemaking
yasa
statute
yasa
code

The Code of Hammurabi is one of the world's most ancient code of laws. - Hammurabi kodu dünyanın en eski yasa kodlarından biridir.

The school's dress code prohibits dyeing your hair a non-natural color. - Okulun kıyafet kodu saçınızı doğal olmayan bir rengi boyamanızı yasaklıyor.

yasa
(Hukuk) law

Water law is the field of law dealing with the ownership, control, and use of water as a resource. - Su yasası bir kaynak olarak suya sahip olma, kontrolü ve kullanımı ile ilgili hukuk alanıdır.

Criminal law, also known as penal law, involves prosecution for an act that has been classified as a crime. - Ceza hukuku, ceza yasası olarak da bilinen, bir suç olarak sınıflandırılmış olan bir hareket için takibat gerektirir.

yasa
act

Prostitution, gambling, the use of narcotic substances, drunkenness, disorder, and all other illegal activities are STRICTLY FORBIDDEN. - Fahişelik, kumar, uyuşturucu madde kullanımı, sarhoşluk, düzeni bozmak ve diğer yasadışı etkinlikler kesinlikle yasaklanmıştır.

Tom claimed that he didn't know his beach house was being used for illegal activities. - Tom deniz evinin yasa dışı eylemler için kullanıldığını bilmediğini iddia etti.

yasa
(a) law
yasa
(Ticaret) code of conduct
yasa
legislation

The world is not going to be saved by legislation. - Dünya yasalarla kurtarılmayacak.

We have to pass this legislation. - Bu yasayı geçirmek zorundayız.

yasa
rule

There is a very strict rule forbidding smoking in bed. - Yatakta sigara içmeyi yasaklayan çok sıkı bir kural var.

That's against the rules. - Bu yasalara aykırıdır.

yasa
(Latin) lex
yasa
annul
yasa
ordinance
yasa
constitution

The 14th Amendment to the U.S. Constitution was ratified in 1868. - ABD Anayasasında 14. yasa değişiklikliği 1868 yılında onaylanmıştır.

We need to uphold laws against discrimination — in hiring, and in housing, and in education, and in the criminal justice system. That is what our Constitution and highest ideals require. - Ayrımcılığa karşı yasaları, işe alma, konut edinme, eğitim ve ceza adalet sistemini de desteklemeliyiz. Anayasa ve en üst düzey ideallerimiz gerektirdiği budur.

yasa
enactment
yasa
legislate
yasa
the law

Newton established the law of gravity. - Newton yerçekimi yasasını kanıtlamıştır.

The lawyer recommended his client to take legal action. - Avukat müvekkilinin yasal yollara başvurmasını tavsiye etti.

yasa
act of congress
yasa
regulation
yasa
law, act kanun
yasa
enaction
yasa
code of laws, law code
yasalaştırmak
to make or cause (something) to become law
yasalaştırmak
to make lawful kanunlaştırmak
yasalaştırmak
{f} enact
Турецкий язык - Турецкий язык
Yasalaştırmak işi, kanunlaştırma
kanunlaştırma
Yasa
kanun

Bu kanunu düzeltmeliyiz. - Bu yasayı ıslah etmeliyiz.

Kanun, yaşı küçük olanların sigara içmesini yasaklıyor. - Kanun, reşit olmayanların sigara içmesini yasaklıyor.

Yasalaştırmak
kanunlaştırmak
yasa
Olayların gidişinde olağan dışına yer vermeyen, değişmezlik ve mecburiyet gösteren kural
yasa
Toplumsal hayat içinde kendiliğinden oluşan ve uyulması toplum içinde yaşamanın bir mecburiyeti olan alışkılarının bütünü
yasa
Düşüncenin mantıksal bir değeri olması için uyulması şart olan temel
yasa
Bilimde çok sayıda deney ve gözlemlerden sonra, aynı şartlarda aynı sonuçları verdiği kesin olarak belirlenen durum
yasa
Çok sayıda deney ve gözlemlerden sonra, aynı şartlarda aynı sonuçları verdiği kesin olarak belirlenen durum
yasalaştırmak
Yasa durumuna getirmek, yasaya bağlamak, kanunlaştırmak
yasalaştırma
Избранное