Select Keyboard:
Türkçe ▾
  1. Türkçe
  2. English
  3. العربية
  4. Dansk
  5. Deutsch
  6. Ελληνικά
  7. Español
  8. فارسی
  9. Français
  10. Italiano
  11. Kurdî
  12. Nederlands
  13. Polski
  14. Português Brasileiro
  15. Português
  16. Русский
  17. Suomi
  18. Svenska
  19. 中文注音符号
  20. 中文仓颉输入法
X
"1234567890*-Bksp
Tabqwertyuıopğü,
CapsasdfghjklşiEnter
Shift<zxcvbnmöç.Shift
AltGr

yargılanmak

listen to the pronunciation of yargılanmak
Турецкий язык - Английский Язык
stand trial

The defendant was about to stand trial when he grabbed the deputy's gun and shot the judge. - Davalı, milletvekilinin silahını kaptığında ve yargıcı vurduğunda yargılanmak üzereydi.

law (for a case) to be heard; to be tried; to be adjudicated
be on trial
yargıla
{f} judge

You can't judge a person if you don't know him well. - İyi tanımıyorsan, bir kişiyi yargılayamazsın.

Don't judge people by appearance. - İnsanları görünüşle yargılama.

Турецкий язык - Турецкий язык
Yargısı yapılmak
yargılanma
Yargılanmak işi: "Tümü birden sevkedilmedikçe suçüstü mahkemesinde yargılanma olanağı yoktu."- Ç. Altan
yargılanma
Yargılanmak işi
yargılanmak
Избранное