Elves are Santa's little helpers.
- Periler Noel Baba'nın küçük yardımcılarıdır.
I want to hire a helper.
- Ben bir yardımcı çalıştırmak istiyorum.
We do not need a new auxiliary language, the English language already fulfills that role.
- Yeni bir yardımcı dile ihtiyacımız yok, İngilizce zaten o rolü yerine getiriyor.
This sentence is in the present perfect. 'have' is not a verb, but an auxiliary verb.
- Bu cümle Present Perfect Tense. 'Have bir fiil değil ama bir yardımcı fiil.
She is an efficient and reliable assistant.
- Verimli ve güvenilir bir yardımcıdır.
His assistant polished his shoes.
- Yardımcısı ayakkabılarını parlattı.
Good health is conducive to happiness.
- İyi sağlık, mutluluk için yardımcıdır.
He will be my deputy while I am away.
- Ben uzaktayken o benim yardımcım olacak.
He attended the meeting as deputy president.
- Başkan yardımcısı olarak toplantıya katıldı.
You're supposed to be an accessory.
- Bit yardımcı olman gerekiyor.
Tom is an adjunct professor.
- Tom bir yardımcı profesördür.
The dictator had the absolute loyalty of all his aides.
- Diktatörün tüm yardımcıları ile ilgili mutlak sadakatı vardı.
We aided him with money.
- Biz ona parayla yardımcı olduk.
We aided him with money.
- Biz ona parayla yardımcı olduk.
Esperanto is an aid for teaching foreign languages.
- Esperanto yabancı dil öğretimi için bir yardımcıdır.
The vice-president attended the ceremony on behalf of the president.
- Başkan yardımcısı törene başkan adına katıldı.
I want to be assigned to the vice squad.
- Ben yardımcı kadroya atanmak istiyorum.
Dr. Hellebrandt is an associate professor in that excellent university.
- Dr. Hellebrandt bu mükemmel üniversitede yardımcı doçenttir.
Help me to understand.
- Anlamam için yardımcı ol.
Tom underwent hypnotherapy to help him give up smoking.
- Tom sigarayı bırakmasına yardımcı olmak için hipnoterapi uyguladı.
I'm sorry I couldn't be more helpful.
- Daha fazla yardımcı olamadığım için üzgünüm.
Your advice has always been very helpful to me.
- Sizin tavsiyeniz bana her zaman yardımcı olmuştur.
In what way may I be of service to you?
- Size nasıl yardımcı olabilirim?
Maybe I can be of service.
- Belki de yardımcı olabilirim.
Tom thinks Mary will be cooperative.
- Tom, Mary'nin yardımcı olacağını düşünüyor.
Tom was very cooperative.
- Tom son derece yardımcı oldu.
Tea and coffee helps to start the day.
- Çay ve kahve, güne başlamaya yardımcı olur.
She helped her mother clean the house.
- Annesinin evi temizlemesine yardımcı oldu.
She won an Oscar nomination for best supporting actress.
- O, en iyi yardımcı kadın oyuncu dalında Oscar adaylığını kazandı.
Tom won the Oscar for Best Supporting Actor.
- Tom en iyi yardımcı erkek oyuncu dalında oskar kazandı.
I'm doing this job to help a friend.
- Ben bu işi bir arkadaşa yardımcı olmak için yapıyorum.
My friend usually helps my son with his studies.
- Arkadaşım, genellikle çalışmalarıyla oğluma yardımcı olur.
I was trying to be supportive.
- Yardımcı olmaya çalışıyordum.
Thank you for being so supportive.
- Bu kadar yardımcı olduğun için teşekkür ederim.