yaralılar

listen to the pronunciation of yaralılar
Турецкий язык - Английский Язык
injured

The rescue team rescued the injured. - Kurtarma ekibi yaralıları kurtardı.

After the accident, the injured were taken to hospital. - Kazadan sonra yaralılar hastaneye götürüldü.

wounded

The dead and wounded soon lay everywhere. - Ölüler ve yaralılar yakında her yerde yatıyordu.

The doctors were treating the wounded. - Doktorlar yaralıları tedavi ediyorlardı.

{ç} the wounded
yaralı
{s} wounded

His wounded leg began to bleed again. - Onun yaralı bacağı tekrar kanamaya başladı.

Mary treated her wounded knee. - Mary yaralı dizini tedavi etti.

yaralı
injured

Tom and Mary carried the injured man to the side of the road. - Tom ve Mary yaralı adamı yol kenarına taşıdılar.

The soldier lay injured on the ground. - Asker yerde yaralı yatıyordu.

yaralılar koğuşu
casualty ward
yaralılar var
There are people injured
yaralı
{s} sore

Tom is still a little sore. - Tom hâlâ biraz yaralı.

yaralı
{i} hurt

I understand that Tom is hurt. - Tom'un yaralı olduğunu anlıyorum.

You're not hurt, are you? - Yaralı değilsin, değil mi?

hasta ve yaralılar
(Askeri) patients
yaralı
galled
yaralı
ınjured
yaralı
the injured
yaralı
gashed
yaralı
wounded, injured
yaralı
(something) which has an open sore or ulcer on it
yaralı
stricken
yaralı
scarred
yaralı
casualty
Турецкий язык - Турецкий язык
(Hukuk) MECRUHİN
Yaralı
(Osmanlı Dönemi) RİŞ
Yaralı
(Hukuk) CÜRMÜ MEŞHUT
Yaralı
(Hukuk) CERHA
yaralı
Dertli, üzüntülü
yaralı
Dertli, üzüntülü: "Bir yaralı adamdı
yaralı
Yarası olan, yaralanmış (kimse), mecruh: "Yaralılanmızı develer üstünde götürüyoruz."- F. R. Atay
yaralı
Yarası olan, yaralanmış (kimse), mecruh
yaralı
Her şeye layık ama, layık olduğu hiçbir şeye kavuşamamış bir yaralı adamdı."- Y. Z. Ortaç
yaralılar
Избранное