I think it won't rain tomorrow.
- Bence yarın yağmur yağmayacak.
It will not make much difference whether you go today or tomorrow.
- Bugün ya da yarın gitmen pek fark yaratmayacak.
He sent me a letter saying that he'd arrive at ten tomorrow morning.
- O bana yarın sabah onda varacağını söyleyen bir mektup gönderdi.
We start for Osaka tomorrow morning.
- Yarın sabah Osaka'ya hareket ediyoruz.