One hundred and fifty people entered the marathon race.
- Yüz elli kişi maraton yarışına girdi.
The United States had won the race to the moon.
- Amerika Birleşik Devletleri, aya yarışı kazandı.
A fast child may win the race, but even a slow child can compete.
- Hızlı bir çocuk yarışı kazanabilir fakat yavaş bir çocuk bile yarışabilir.
I competed with him for the first prize.
- Birincilik ödülü için onunla yarıştım.
The wrestler had his right leg broken in a bout.
- Bir yarışmada güreşçinin sağ bacağı kırıldı.
Nobody can compete with that.
- Hiç kimse onunla yarışamaz.
We can't compete with that.
- Biz onunla yarışamayız.
Are you going to take part in the contest?
- Yarışmaya katılacak mısınız?
The contestant made two false starts.
- Yarışmacı, iki yanlış start yaptı.
He knows better than to spend all his money on horse racing.
- Bütün parasını at yarışına harcamayacak kadar akıllı.
What did the racing driver say?
- Otomobil yarışçısı ne dedi?
I was exhausted after running the race.
- Yarışta koştuktan sonra bitkindim.
She was strong enough to run a 10-mile race.
- 10 millik bir yarışı koşmak için yeterince güçlüydü.