Tom won a prize in the spelling competition.
- Tom yazım yarışmasında bir ödül kazandı.
He got a prize for winning the competition.
- O, yarışmayı kazandığı için bir ödül aldı.
He was disqualified from taking part in the contest.
- O, yarışmaya katılmaktan diskalifiye edildi.
Are you going to take part in the contest?
- Yarışmaya katılacak mısınız?
The wrestler had his right leg broken in a bout.
- Bir yarışmada güreşçinin sağ bacağı kırıldı.
Tom started racing at the age of thirteen.
- Tom on üç yaşında yarışmaya başladı.
John represented his class in the swimming match.
- John yüzme yarışmasında sınıfını temsil etti.
This soccer match is full of energetic and splendid competition.
- Bu futbol maçı enerji dolu ve görkemli yarışmadır.
The athletic meet took place on October 15.
- Atletizm yarışması 15 Ekim'de düzenlendi.
The athletic meet was put off until next week.
- Atletik yarışma gelecek haftaya kadar ertelendi.
The athletic meet is an annual event.
- Atletizm yarışması yıllık bir etkinliktir.
The diving competition is one of Mary's favorite events to watch in the Olympics.
- Dalış yarışması Olimpiyatları izlemek için Mary'nin favori olaylardan biridir.
Tom won the fishing tournament.
- Balık avı yarışmasını Tom kazandı.
I love competing with Tom.
- Tom'la yarışmayı seviyorum.
I'm going to miss competing.
- Yarışmayı kaçıracağım.
Tom wants to compete again.
- Tom tekrar yarışmak istiyor.
Do you seriously want to race me?
- Cidden benimle yarışmak istiyor musun?
We enjoyed the quiz show on television last night.
- Dün gece televizyondaki yarışma programını beğendik.