I am training hard so that I may win the race.
- Ben, yarışı kazanabilirim diye sıkı eğitim yapıyorum.
Only four horses competed in the race.
- Sadece dört at yarışta yarıştı.
Only four horses competed in the race.
- Sadece dört at yarışta yarıştı.
I competed with him for the first prize.
- Birincilik ödülü için onunla yarıştım.
The wrestler had his right leg broken in a bout.
- Bir yarışmada güreşçinin sağ bacağı kırıldı.
We can't compete with that.
- Biz onunla yarışamayız.
Nobody can compete with that.
- Hiç kimse onunla yarışamaz.
The contestant made two false starts.
- Yarışmacı, iki yanlış start yaptı.
Many students took part in the contest.
- Çok sayıda öğrenci yarışmaya katıldı.
Boats were racing last night.
- Tekneler dün gece yarışıyorlardı.
What did the racing driver say?
- Otomobil yarışçısı ne dedi?
Tom boasts of never having been defeated in a horse race.
- Tom at yarışında asla yenilmemekle övünüyor.
He watched the horse race using his binoculars.
- O, dürbününü kullanarak at yarışını izledi.
I enjoy watching dog racing.
- Köpek yarışını izlemekten hoşlanırım.
She was strong enough to run a 10-mile race.
- 10 millik bir yarışı koşmak için yeterince güçlüydü.
The Yankees are running away with the pennant race.
- Bayrak yarışında Yankiler fark atıyorlar.