One hundred and fifty people entered the marathon race.
- Yüz elli kişi maraton yarışına girdi.
Don't race the car. We want to make it go as far as possible.
- Arabayı yarışa sokma.Biz mümkün olduğu kadar onu uzağa götürteceğiz.
I competed with him for the first prize.
- Birincilik ödülü için onunla yarıştım.
A fast child may win the race, but even a slow child can compete.
- Hızlı bir çocuk yarışı kazanabilir fakat yavaş bir çocuk bile yarışabilir.
The wrestler had his right leg broken in a bout.
- Bir yarışmada güreşçinin sağ bacağı kırıldı.
We can't compete with that.
- Biz onunla yarışamayız.
Nobody can compete with that.
- Hiç kimse onunla yarışamaz.
Are you going to take part in the contest?
- Yarışmaya katılacak mısınız?
He wants to participate in the contest.
- O, yarışmaya katılmak istiyor.
He knows better than to spend all his money on horse racing.
- Bütün parasını at yarışına harcamayacak kadar akıllı.
Boats were racing last night.
- Tekneler dün gece yarışıyorlardı.
He watched the horse race using his binoculars.
- O, dürbününü kullanarak at yarışını izledi.
He watched the horse race with his binoculars.
- O dürbünüyle at yarışı izledi.
I enjoy watching dog racing.
- Köpek yarışını izlemekten hoşlanırım.
I was exhausted after running the race.
- Yarışta koştuktan sonra bitkindim.
He is one of the candidates running for mayor.
- Belediye başkanlığı için yarışan adaylardan biridir.