yarışçı

listen to the pronunciation of yarışçı
Турецкий язык - Английский Язык
runner
contester or contender (in a sports event)
racer

Tom is a street racer. - Tom bir cadde yarışçısıdır.

sprinter
competitor
competitor; runner
yarış
race

Only four horses competed in the race. - Sadece dört at yarışta yarıştı.

One hundred and fifty people entered the marathon race. - Yüz elli kişi maraton yarışına girdi.

yarış
competition, competing, vying
yarış
compete

Only four horses competed in the race. - Sadece dört at yarışta yarıştı.

I competed with him for the first prize. - Birincilik ödülü için onunla yarıştım.

yarış
bout

The wrestler had his right leg broken in a bout. - Bir yarışmada güreşçinin sağ bacağı kırıldı.

yarış
course
yarış
compete with

We can't compete with that. - Biz onunla yarışamayız.

Nobody can compete with that. - Hiç kimse onunla yarışamaz.

yarış
{f} contest

Are you going to take part in the contest? - Yarışmaya katılacak mısınız?

He was disqualified from taking part in the contest. - O, yarışmaya katılmaktan diskalifiye edildi.

yarış
racing

Tom doesn't know a whole lot about racing. - Tom yarış hakkında çok şey bilmiyor.

What did the racing driver say? - Otomobil yarışçısı ne dedi?

yarış
gymkhana
yarış
racing track
yarışçılar
racers
nal toplayan yarışçı
tailender
yarış
race, contest of speed
yarış
run

The Yankees are running away with the pennant race. - Bayrak yarışında Yankiler fark atıyorlar.

Having run the race, Jane had two glasses of barley tea. - Yarışı koştuktan sonra, Jane iki bardak arpa çayı içti.

yarış
race; competition
yarış
vie
Турецкий язык - Турецкий язык
Bir spor dalında birbirini geçmeye çalışanlardan her biri, müsabık
Yarış
müsabaka
Yarış
(Osmanlı Dönemi) SEBAK
Yarış
(Hukuk) KONKUR
yarış
Genellikle bir ödül kazanmak amacıyla birbirini yenmeye çalışma, müsabaka
yarış
Yarışma, rekabet
yarış
Bir spor dalında genellikle ödül kazanmak amacıyla birbirini yenmeye çalışma, müsabaka: "Bunlardan kaç babayiğit bu ölüm yarışını göze alabilir?"- T. Buğra
yarışçı
Избранное