yapayım

listen to the pronunciation of yapayım
Турецкий язык - Английский Язык
I do
A traditional phrase said upon acceptance of marriage
yap
do
yap
did

The girl did nothing but cry. - Kız ağlamaktan başka bir şey yapmıyor.

The chief engineer did research hand in hand with his assistant. - Başmühendis, asistanı ile el ele araştırma yaptı.

yap
does

Why doesn't anybody translate my sentences? - Neden kimse cümlelerimin çevirisini yapmıyor?

He doesn't know who built those houses. - O bu evleri kimin yaptığını bilmiyor.

yap
{f} doing

I'm doing this for you. - Bunu senin için yapıyorum.

Translating sentences on Tatoeba is more fun than doing homework. - Tatoeba'da cümleleri çevirmek ev ödevi yapmaktan daha eğlenceli.

yap
(Bilgisayar) do it

You must do it yourself. - Onu kendin yapmalısın.

Did you do it by yourself? - Onu kendin mi yaptın?

yap
made of

Bottles of beer are made of glass. - Bira şişeleri camdan yapılır.

In ethnic Iranian foods, you can see many products which are made of milk. - Etnik İran gıdalarında, sütten yapılan birçok ürün görebilirsiniz.

yap
{f} making

Tom worries about making mistakes at work. - Tom, iş yaparken yapılan hatalardan endişeleniyor.

He is afraid of making mistakes. - Hata yapmaktan korkuyor.

yap
{f} performing

Dr. Jackson is performing an autopsy. - Dr. Jackson otopsi yapıyor.

The coroner is performing an autopsy on Tom to find out why he died. - Adli tabip onun neden öldüğünü bulmak için Tom üzerinde bir otopsi yapıyor.

yap
hold in
yap
{f} done

If it had not been for her help, you would never have done it. - Onun yardımı olmasaydı asla onu yapamazdın.

He cannot have done such a thing. - Öyle bir şey yapmış olamaz.

yap
made up

A molecule is made up of atoms. - Bir molekül atomlardan yapılmıştır.

She made up her face in 20 minutes. - O, 20 dakika içinde yüzüne makyaj yaptı.

yap
{f} make of

I'm not quite sure what to make of this. - Bununla ilgili ne yapacağımdan pek emin değilim.

Tom and Mary aren't quite sure what to make of this. - Tom ve Mary, bununla ilgili ne yapacaklarından pek emin değildir.

yap
held in

Parliamentary elections will be held in Germany in 2017. - Parlamento seçimleri 2017'de Almanya'da yapılacak.

Rio's carnival is held in February. - Rio karnavalı şubat ayında yapılır.

yap
commit

Many atrocities were committed during the war. - Savaş boyunca birçok zulüm yapıldı.

The enemy committed a horrible manslaughter in the city. - Düşman, şehirde korkunç bir katliam yaptı.

yap
{f} made

Beer bottles are made of glass. - Bira şişeleri camdan yapılır.

Bottles of beer are made of glass. - Bira şişeleri camdan yapılır.

yap
make&
yap
make

A good daughter will make a good wife. - İyi bir kız çocuğu, iyi bir eş yapacaktır.

The baby is asleep. Don't make a noise. - Bebek uyuyor. Gürültü yapmayın.

yap
committed

He committed an illegal act. - O, yasa dışı bir eylem yaptı.

He committed a gaffe when he asked whether she was pregnant. - O onun hamile olup olmadığını sorduğunda gaf yaptı.

kaş yapayım derken göz çıkarmak
to make things worse (while trying to be helpful)
kaş yapayım derken göz çıkarmak
to make matters worse while trying to be helpful
Английский Язык - Английский Язык

Определение yapayım в Английский Язык Английский Язык словарь

Yap
An atoll in the Caroline Islands of western Micronesia
yap
To bark; to yelp
yap
informal terms for the mouth
yap
A badly behaved child, a brat
yap
A bark; a yelp
yap
To talk, especially excessively
yap
{f} yelp, bark; talk noisily or foolishly; chatter
yap
The mouth, which produces speech
yap
An informal talk
yap
{i} yelp, bark; chatter, foolish talk; uncouth person; mouth (Slang)
yap
The high-pitched bark of a small dog
yap
Of a small dog, to bark
yap
If a small dog yaps, it makes short loud sounds in an excited way. The little dog yapped frantically. An island group and state of the Federated States of Micronesia in the western Caroline Islands of the western Pacific Ocean. Discovered by the Spanish in 1791, it became part of a Japanese mandate after 1920 and fell to U.S. forces in 1945. the sound a small dog makes when it yaps
yap
bark in a high-pitched tone; "the puppies yelped"
Датский Язык - Турецкий язык

Определение yapayım в Датский Язык Турецкий язык словарь

Yap
saçmalama
yapayım
Избранное