I can not do without this dictionary even for a single day.
- Bir tek gün için bile bu sözlük olmadan yapamam.
The girl did nothing but cry.
- Kız ağlamaktan başka bir şey yapmıyor.
The chief engineer did research hand in hand with his assistant.
- Başmühendis, asistanı ile el ele araştırma yaptı.
He doesn't know who built those houses.
- O bu evleri kimin yaptığını bilmiyor.
Why doesn't anybody translate my sentences?
- Neden kimse cümlelerimin çevirisini yapmıyor?
I'm doing it for you.
- Bunu senin için yapıyorum.
Translating sentences on Tatoeba is more fun than doing homework.
- Tatoeba'da cümleleri çevirmek ev ödevi yapmaktan daha eğlenceli.
Can you do it in one day?
- Onu bir günde yapabilir misin?
We'll do it when we have time.
- Zamanımız olduğunda onu yapacağız.
In ethnic Iranian foods, you can see many products which are made of milk.
- Etnik İran gıdalarında, sütten yapılan birçok ürün görebilirsiniz.
I want a suit made of this material.
- Bu kumaştan yapılmış bir takım elbise istiyorum.
Don't be afraid of making mistakes.
- Hatalar yapmaktan korkmayın.
Tom worries about making mistakes at work.
- Tom, iş yaparken yapılan hatalardan endişeleniyor.
Dr. Jackson is performing an autopsy.
- Dr. Jackson otopsi yapıyor.
Tom saved Mary's life by performing the Heimlich maneuver.
- Tom Heimlich manevrasını yaparak Mary'nin hayatını kurtardı.
She can't have done such a thing.
- O öyle bir şey yapmış olamaz.
He cannot have done such a thing.
- Öyle bir şey yapmış olamaz.
A molecule is made up of atoms.
- Bir molekül atomlardan yapılmıştır.
She has made up her mind to go to America to study.
- O, eğitim yapmak için Amerika'ya gitmeye karar verdi.
I'm not quite sure what to make of this.
- Bununla ilgili ne yapacağımdan pek emin değilim.
Tom doesn't know what to make of this.
- Tom bunun hakkında ne yapacağını bilmiyor.
Rio's carnival is held in February.
- Rio karnavalı şubat ayında yapılır.
Before the match, an opening ceremony was held in the Yoyogi stadium.
- Maçtan önce Yoyogi stadyumunda bir açılış töreni yapıldı.
They voted to create a committee.
- Bir komite oluşturmak için oylama yaptılar.
The committee had a long session.
- Komite uzun bir oturum yaptı.
Butter is made from cream.
- Tereyağı kaymaktan yapılır.
Bottles of beer are made of glass.
- Bira şişeleri camdan yapılır.
The baby is asleep. Don't make a noise.
- Bebek uyuyor. Gürültü yapmayın.
A good daughter will make a good wife.
- İyi bir kız çocuğu, iyi bir eş yapacaktır.
He committed a gaffe when he asked whether she was pregnant.
- O onun hamile olup olmadığını sorduğunda gaf yaptı.
Many atrocities were committed during the war.
- Savaş boyunca birçok zulüm yapıldı.