You didn't do a very good job, I said.
- Çok iyi bir iş yapmadığını söyledim.
Did you do it by yourself?
- Onu kendin mi yaptın?
She doesn't know who built those houses.
- O bu evleri kimin yaptığını bilmiyor.
Regardless of what he does, he does it well.
- Yaptığını düşünmeden, onu iyi yapar.
I'm doing this for you.
- Bunu senin için yapıyorum.
I'm doing it for you.
- Bunu senin için yapıyorum.
You must do it yourself.
- Onu kendin yapmalısın.
Did you do it by yourself?
- Onu kendin mi yaptın?
In ethnic Iranian foods, you can see many products which are made of milk.
- Etnik İran gıdalarında, sütten yapılan birçok ürün görebilirsiniz.
Beer bottles are made of glass.
- Bira şişeleri camdan yapılır.
He was guilty of making a mistake.
- O, bir hata yapmaktan suçluydu.
Don't be afraid of making mistakes.
- Hatalar yapmaktan korkmayın.
The coroner is performing an autopsy on Tom to find out why he died.
- Adli tabip onun neden öldüğünü bulmak için Tom üzerinde bir otopsi yapıyor.
Dr. Jackson is performing an autopsy.
- Dr. Jackson otopsi yapıyor.
Having done my homework, I watched the baseball game on television.
- Ev ödevimi yaptıktan sonra ,televizyonda beyzbol oyununu izledim.
She can't have done such a thing.
- O öyle bir şey yapmış olamaz.
A molecule is made up of atoms.
- Bir molekül atomlardan yapılmıştır.
Tom has made up his mind to go to Boston to study.
- Tom öğrenim yapmak için Boston'a gitmeye karar verdi.
Tom doesn't know what to make of this.
- Tom bunun hakkında ne yapacağını bilmiyor.
What did you make of that?
- Onunla ilgili ne yaptın?
Before the match, an opening ceremony was held in the Yoyogi stadium.
- Maçtan önce Yoyogi stadyumunda bir açılış töreni yapıldı.
Parliamentary elections will be held in Germany in 2017.
- Parlamento seçimleri 2017'de Almanya'da yapılacak.
The enemy committed a horrible manslaughter in the city.
- Düşman, şehirde korkunç bir katliam yaptı.
Many atrocities were committed during the war.
- Savaş boyunca birçok zulüm yapıldı.
She made coffee for all of us.
- O hepimiz için kahve yaptı.
Butter is made from milk.
- Tereyağı sütten yapılır.
I know you can make it.
- Yapabileceğini biliyorum.
A good daughter will make a good wife.
- İyi bir kız çocuğu, iyi bir eş yapacaktır.
Tom committed a bank robbery.
- Tom bir banka soygunu yaptı.
Many atrocities were committed during the war.
- Savaş boyunca birçok zulüm yapıldı.