The building is under construction.
- Bina yapım aşamasındadır.
The rightmost lane is now under construction.
- En sağdaki şerit yapım aşamasındadır.
I studied the structure of Ainu families.
- Auni ailelerinin yapısını inceledim.
Skyscrapers are beautiful structures.
- Gökdelenler güzel yapılardır.
A man cannot be made in a mold.
- Bir insan, bir kalıp içinde yapılamaz.
She has a robust constitution.
- Onun sağlam bir yapısı var.
This building is made of stone.
- Bu bina taştan yapılmıştır.
They are building a house.
- Onlar bir ev yapıyorlar.
I was dwarfed by his gigantic frame.
- Onun dev gibi yapısı tarafından cüceleştim.
The building will be made of concrete on a steel framework.
- Yapı, çelik iskelet üzerine betondan yapılacaktır.
Esperanto is not only nominally but also structurally an international language.
- Esperanto sadece nominal olarak değil aynı zamanda yapısal olarak da uluslararası bir dildir.
This building is not structurally sound.
- Bu bina yapısal olarak sağlam değil.
No formal action was taken.
- Resmi bir işlem yapılmadı.
It is important that you attach your photo to the application form.
- Başvuru formuna fotoğrafınızı yapıştırmanız önemlidir.
You can adjust game configuration options when starting the game for the first time.
- Oyuna ilk kez başlarken oyunu yapılandırma seçeneklerini ayarlayabilirsiniz.
I need to configure this server with an appropriate firewall system.
- Uygun bir güvenlik duvarı sistemiyle bu sunucuyu yapılandırmam gerekiyor.
Make yourself presentable.
- Kendinizi prezentabl yapın.
She knows how to make candy.
- Nasıl şekerleme yapılacağını bilir.
A new road is under construction.
- Yeni bir yol yapım aşamasındadır.
All you ever do is nitpick. I wish you could say something more constructive.
- Şu ana kadar yaptığın bütün şey her şeye kusur bulmak, keşke daha yapıcı bir şey söyleyebilsen.
Those who intended to stay quickly adopted the island speech patterns, while those who did not, did not.
- Niyetli olmayanlar uyum sağlamazken, kalmaya niyetli olanlar adanın konuşma yapılarına çabucak uyum sağladılar.
India ink produces an interesting pattern when used as a dye.
- Çini mürekkebi boya olarak kullanıldığı zaman ilginç bir yapı üretir.
You can adjust game configuration options when starting the game for the first time.
- Oyuna ilk kez başlarken oyunu yapılandırma seçeneklerini ayarlayabilirsiniz.
It is necessary to look more carefully into the demographic configuration of this region.
- Bu bölgenin demografik yapısına daha dikkatli bakılması gerekir.
It works exactly as advertised.
- O tamamen reklam yapıldığı gibi çalışır.
He works as a teacher, but actually he's a vampire.
- Öğretmenlik yapıyor ama aslında bir vampir.
I need to configure this server with an appropriate firewall system.
- Uygun bir güvenlik duvarı sistemiyle bu sunucuyu yapılandırmam gerekiyor.
The money was appropriated for building the gymnasium.
- Para spor salonunun yapımı için ayrılmıştır.
They are building a house.
- Onlar bir ev yapıyorlar.
Tom is majoring in chemistry.
- Tom kimyada ihtisas yapıyor.
Do you study chemistry?
- Kimya öğrenimi yapıyor musun?
I also tried a couple of configurations with my laptop.
You can adjust game configuration options when starting the game for the first time.
- Oyuna ilk kez başlarken oyunu yapılandırma seçeneklerini ayarlayabilirsiniz.
Tom was given a blood transfusion.
- Tom'a kan nakli yapıldı.
Our rocket is being built.
- Bizim roket yapılıyor.
As a result, people have got so used to being paid this way that they're uncomfortable with any other.
- Sonuçta, insanlar kendilerine bu şekilde ödeme yapılmasına öyle alışmışlar ki başka türlüsünden rahatsız oluyorlar.
The building will be made of concrete on a steel framework.
- Yapı, çelik iskelet üzerine betondan yapılacaktır.
The whole framework was made of iron.
- Bütün iskelet demirden yapıldı.
These warm socks are made from alpaca fiber.
- Bu kışlık çoraplar alpaka liften yapılır.
Use the highest heat settings only when you're ironing fabrics made of natural fibers like cotton or linen.
- Sadece pamuk ve keten gibi doğal liflerden yapılmış kumaşları ütülerken en yüksek ısı ayarlarını kullanın.
The new edifice of the theatre looks very splendid.
- Tiyatronun yeni yapısı çok görkemli görünüyor.
Use the highest heat settings only when you're ironing fabrics made of natural fibers like cotton or linen.
- Sadece pamuk ve keten gibi doğal liflerden yapılmış kumaşları ütülerken en yüksek ısı ayarlarını kullanın.
The dress is made of a thin fabric.
- Elbise ince bir kumaştan yapılmıştır.
These socks are made from bamboo fibre.
- Bu çoraplar bambu lifinden yapılır.
The life preserver must be made of high quality materials.
- Cankurtaran yüksek kaliteli malzemelerden yapılmış olmalıdır.
Tom is doing everything within his power to improve the patients quality of life.
- Tom hastaların yaşam kalitesini iyileştirmek için gücü dahilinde her şeyi yapıyor.
Death is a disgusting thing that nature has to hide, and it does it well.
- Ölüm, doğanın gizlemesi gereken iğrenç bir şey ve bunu iyi yapıyor.
Visible from space, the Great Barrier Reef is the largest structure on Earth made by living organisms.
- Uzaydan görülebilen Great Barrier Reef, canlı organizmalar tarafından yapılan dünyadaki en büyük yapıdır.
My mother is making a cake.
- Annem bir pasta yapıyor.
My mother gave me a pair of gloves of her own making.
- Annem bana kendi yapımı bir çift eldiven verdi.
The majority of big banks are introducing this system.
- Büyük bankaların çoğunluğu bu sisteme geçiş yapıyor.
More information on the system structure is available in the Features section.
- Sistem yapısı hakkında daha fazla bilgi, özellikler bölümünde mevcuttur.