You're by my side; everything's fine now.
- Yanımdasın; şimdi her şey iyi.
Wherever you go, you see a lot of bicycles left on sidewalks near stations.
- Nereye giderseniz gidin, istasyonların yanında kaldırımlar üstünde bırakılmış çok sayıda bisiklet görürsünüz.
This paragraph is well written, but there is a mistake in the last sentence.
- Bu paragraf iyi yazılmış ama son cümlede bir yanlışlık var.
The wrong time, the wrong place.
- Yanlış zamanda, yanlış yerde.
The accident took place near his home.
- Kaza onun evinin yanında gerçekleşti.
I suggest we go over to Tom's and help him get ready for the party.
- Tom'un yanına gitmemizi ve ona partiye hazırlanması için yardım etmemizi öneriyorum.
The house next door is a bit loud. I wonder if they're throwing a party.
- Yandaki ev biraz gürültülü. Onların parti yapıp yapmadıklarını merak ediyorum.
The birds flew away in all directions.
- Kuşlar dört bir yana uçuştu.
The forest fire began to spread in all directions.
- Orman yangını tüm yönlerde yayılmaya başladı.
I suggest we go over to Tom's and help him get ready for the party.
- Tom'un yanına gitmemizi ve ona partiye hazırlanması için yardım etmemizi öneriyorum.
What is the hard part of learning Japanese?
- Japonca öğrenmenin zor yanı nedir?
He edged sideways through the crowd.
- O, kalabalığa yanlamasına sokuldu.
Mary tilted her head sideways.
- Mary başını yana yatırdı.
I was robbed of my wallet by the man sitting next to me.
- Yanımda oturan adam tarafından cüzdanım soyuldu.
Tom was leaning against the wall near the door.
- Tom kapının yanındaki duvara dayanıyordu.
Ten houses were burned down.
- On ev yanıp kül oldu.
She was burned so extensively that her children no longer recognized her.
- O kadar yoğun yandı ki çocukları onu artık tanımadı.
They sat side by side.
- Onlar yan yana oturdular.
The two houses stand side by side.
- İki ev yan yana durur.
I'll leave a key with my next-door neighbour in case you get here before I do.
- Buraya gelmeden önce buraya gelme ihtimaline karşı, yanımdaki kapı komşuma bir anahtar bırakacağım.
Last night there was a big fire in the neighbourhood.
- Dün gece mahallede büyük bir yangın vardı.
The sentence has got too long again. Then just take out a few of the subordinate clauses.
- Cümle tekrar uzun sürdü. O zaman birkaç yan cümleyi çokarın.
According to some experts the spoken language uses few subordinate clauses.
- Bazı uzmanlara göre, konuşulan dil çok az sayıda yan cümleler kullanır.