A sonorous sound is deep and rich. `Doctor McKee?' the man called in an even, sonorous voice. = resonant. having a pleasantly deep loud sound (sonorus)
Bir olgunun çevrede uyandırdığı duygu, düşünce, dedikodu gibi tepki, akis: "Bu çığlıklar, ağızdan ağıza, kulaktan kulağa geniş yankılarla bütün yurdu kaplıyordu."- Y. Z. Ortaç
Sesin bir yere çarpıp geri dönmesiyle duyulan ikinci ses aksiseda, inikâs, eko: "Ben kimsesiz seyyahı meçhuller caddesinin / Ben yankısından kaçan çocuk kendi sesinin."- N. F. Kısakürek