The fire started in the bathhouse.
- Yangın hamamda başladı.
There was a fire near the train station last night.
- Dün gece tren istasyonu yakınında bir yangın vardı.
The firemen quickly extinguished the blaze.
- İtfaiyeciler yangını hemen söndürdüler.
Twenty people perished in the blaze.
- Yangında yirmi kişi can verdi.
A tiny spark may become a great conflagration.
- Küçücük bir kıvılcım büyük bir yangın olabilir.
For you to come out and say that kind of thing now would just be pouring oil on the fire.
- Şimdi dışarıya gelmen ve o tür bir şey söylemen yangına körükle gitmek olur.
Tom managed to put the fire out.
- Tom yangını söndürmeyi başardı.
I cannot put this fire out without help! Come to help me!
- Yardım olmadan bu yangını söndüremem! Bana yardım etmeye gel!
Where is the fire extinguisher?
- Yangın söndürücü nerede?
Get me a fire extinguisher.
- Bana bir yangın söndürücü satın alın.
Tom pulled the fire alarm.
- Tom yangın alarmınıı çekti.
I think I've figured out where we need to install the fire alarm.
- Sanırım yangın alarmını nereye kurmamız gerektiğini anladım.
You'll get a ticket if you park the car in front of a fire hydrant.
- Arabayı yangın musluğunun önünde park edersen bir bilet alacaksın.
You shouldn't park in front of a fire hydrant.
- Yangın musluğunun önüne park etmemelisin.
I hear we're having a fire drill today.
- Bugün bir yangın tatbikatı yaptığımızı duydum.
We had a fire drill yesterday.
- Dün bir yangın tatbikatı yaptık.
Tom climbed down the fire escape.
- Tom yangın merdiveninden aşağıya indi.
Violent fires soon burn out themselves.
- Şiddetli yangınlar kısa sürede kendilerini tamamen yakarlar.
Man fears disasters such as floods and fires.
- İnsan su baskınları ve yangınlar gibi felaketlerden korkar.