The fire was brought about by children's playing with matches.
- Yangın çocukların kibritlerle oynamasından kaynaklandı.
Man fears disasters such as floods and fires.
- İnsan su baskınları ve yangınlar gibi felaketlerden korkar.
Twenty people perished in the blaze.
- Yangında yirmi kişi can verdi.
The firemen quickly extinguished the blaze.
- İtfaiyeciler yangını hemen söndürdüler.
A tiny spark may become a great conflagration.
- Küçücük bir kıvılcım büyük bir yangın olabilir.
For you to come out and say that kind of thing now would just be pouring oil on the fire.
- Şimdi dışarıya gelmen ve o tür bir şey söylemen yangına körükle gitmek olur.
Tom used a fire extinguisher to try and put the fire out.
- Tom yangını söndürmeye çalışmak için bir yangın söndürücü kullandı.
Tom managed to put the fire out.
- Tom yangını söndürmeyi başardı.
I have bought a new fire extinguisher.
- Yeni bir yangın söndürücü satın aldım.
Where is the fire extinguisher?
- Yangın söndürücü nerede?
All of a sudden, the fire alarm went off.
- Birdenbire yangın alarmı çalmaya başladı.
Tom pulled the fire alarm.
- Tom yangın alarmınıı çekti.
You'll get a ticket if you park the car in front of a fire hydrant.
- Arabayı yangın musluğunun önünde park edersen bir bilet alacaksın.
Tom parked his car in front of a fire hydrant even though he knew he shouldn't.
- Tom etmemesi gerektiğini bilmesine rağmen, arabasını yangın musluğunun önüne parketti.
We had a fire drill yesterday.
- Dün bir yangın tatbikatı yaptık.
I hear we're having a fire drill today.
- Bugün bir yangın tatbikatı yaptığımızı duydum.
Tom climbed down the fire escape.
- Tom yangın merdiveninden aşağıya indi.
Fires happen all the time in this area.
- Yangınlar bu alanda her zaman olur.
The firemen protect us from fires.
- İtfaiyeciler bizi yangınlardan korurlar.