We walked along side by side.
- Biz yan yana yürüdük.
The old couple sat side by side.
- Yaşlı çift yan yana oturdu.
I worked alongside Tom.
- Tom'la yan yana çalıştım.
The two houses stand alongside of each other.
- İki ev yan yana duruyor.
The birds flew away in all directions.
- Kuşlar dört bir yana uçuştu.
All kidding aside, it may work.
- Şaka bir yana, işe yarayabilir.
Lay this aside for me.
- Bunu benim için bir yana koy.
It has been over three years since I moved here.
- Buraya taşındığımdan bu yana üç yıldan fazla oldu.
He changed a lot since the last time.
- Son kezden bu yana o çok değişti.
Inmates were forced to sleep in one cell, often sideways.
- Tutuklular bir hücrede uyumaya zorlandı, sık sık yan yana.
Inmates were forced to sleep in one cell, often sideways.
- Tutuklular bir hücrede uyumaya zorlandı, sık sık yan yana.
Mary tilted her head sideways.
- Mary başını yana yatırdı.