yalvarma

listen to the pronunciation of yalvarma
Турецкий язык - Английский Язык
begging

Begging from unknown entities isn't wise. - Bilinmeyen varlıklara yalvarmak akıllıca değil.

It broke my heart to see her begging for food. - Onu yiyecek için yalvarmasını görmek kalbimi kırdı.

invocation
entreaty

She looked at me with a passionate expression of entreaty. - O bana tutkulu bir yalvarma ifadesiyle baktı.

pleading
conjuration
praying

Layla started praying. - Leyla yalvarmaya başladı.

plea
supplication
prayer
appeal
adjuration
cry
pray

Layla started praying. - Leyla yalvarmaya başladı.

beseeching
yalvarmak
beg

I had to beg my friends to come. - Arkadaşlarımın gelmesi için yalvarmak zorunda kaldım.

When only death remains, the last resort is to beg for food. - Sadece ölüm kaldığında, son çare yiyecek için yalvarmaktır.

yalvarmak
implore
yalvarmak
plead
yalvarmak
{f} appeal
yalvarmak
ask
yalvarmak
pray
yalvarmak
entreat
yalvarmak
solicit
yalvarmak
{f} intercede
yalvarmak
besought
yalvarmak
intreat
yalvarmak
impetrate
yalvar
besought
yalvar
implore

The sick child's mother implored the doctor to come immediately. - Hasta çocuğun annesi hemen gelmesi için doktora yalvardı.

Oh, Anne, do come quick, implored Diana nervously. - Diana Oh, Anne, çabuk gel diye gergin biçimde yalvardı.

yalvar
plead

He pleaded with the judge for mercy. - Merhamet için yargıca yalvardı.

She pleaded with him to stay a little bit longer. - O, biraz daha uzun kalması için ona yalvardı.

yalvar
beseech
yalvar
entreat

Do not abandon us, I entreat. - Bizi terk etmeyin, yalvarıyorum.

She looked at me with a passionate expression of entreaty. - O bana tutkulu bir yalvarma ifadesiyle baktı.

yalvar
{f} beseeching
yalvarmak
beseech
yalvarmak
desire
af için yalvarma
appeal for mercy
yalvarmak
crave
yalvarmak
invoke
yalvarmak
conjure
yalvarmak
to beg, entreat, implore, plead (with). yalvar yakar olmak/yalvarıp yakarmak to entreat or implore earnestly, beg (with) earnestly
yalvarmak
adjure
yalvarmak
to beg, to implore, to plead, to appeal, to beseech, to entreat, to suppicate niyaz etmek
yalvarmak
sit up and beg
yalvarmak
supplicate
Турецкий язык - Турецкий язык
Yalvarmak işi: "Sesin bu kadar yalvarmaya benzer, hüzne benzer perdesi olmasa..."- H. E. Adıvar
Yalvarmak işi
(Osmanlı Dönemi) İLTİDA'
Yalvarmak
(Osmanlı Dönemi) HANN
yalvarmak
Birinden ısrarla, kendine acındıracak sözlerle, saygılı bir biçimde bir şey istemek: "Ferhunde Sultanı vermek için o kadar yalvarıyorlar da istemiyor."- S. M. Alus
yalvarmak
Birinden ısrarla, kendine acındıracak sözlerle, saygılı bir biçimde bir şey istemek
yalvarma
Избранное