Although it was a long way back to the station, little by little the old wagon drew near.
- İstasyona geri dönüş uzun bir yol olmasına rağmen, eski vagon yavaş yavaş yaklaştı.
Your birthday is drawing near.
- Doğum günün yaklaşıyor.
He approached and fell on his knees.
- O yaklaştı ve dizlerinin üzerine düştü.
The president is difficult to approach.
- Başkana yaklaşmak zordur.
Dogs breathe approximately 30 times a minute.
- Köpekler yaklaşık olarak dakikada otuz kez nefes alır.
The bridge is approximately a mile long.
- Köprü yaklaşık bir mil uzunluğunda.
Don't come near me. I have a cold.
- Bana yaklaşma, soğuk almışım.
Don't come near the bulldog in case it bites.
- Isırma ihtimaline karşın bir buldoğa yaklaşma.
We're slowly nearing the end.
- Biz yavaş yavaş sona yaklaşıyoruz.
The end of my probation period is nearing.
- Benim deneme süremin sonu yaklaşıyor.