Tom is unapproachable, isn't he?
- Tom yaklaşılamaz, değil mi?
Your birthday is drawing near.
- Doğum günün yaklaşıyor.
Don't come near me. I have a cold.
- Bana yaklaşma, soğuk almışım.
According to the weather forecast, the typhoon is approaching Okinawa.
- Hava tahminine göre, tayfun Okinawa'ya yaklaşıyor.
He approached and fell on his knees.
- O yaklaştı ve dizlerinin üzerine düştü.
The story approximates to historical truth.
- Hikaye tarihsel gerçeğe çok yaklaştı.
The bridge is approximately a mile long.
- Köprü yaklaşık bir mil uzunluğunda.
Don't come near the bulldog in case it bites.
- Isırma ihtimaline karşın bir buldoğa yaklaşma.
Don't let anyone come near the fire.
- Herhangi birinin ateşe yaklaşmasına izin vermeyin.
The end of my probation period is nearing.
- Benim deneme süremin sonu yaklaşıyor.
We're slowly nearing the end.
- Biz yavaş yavaş sona yaklaşıyoruz.