I was caught in the rain on my way home.
- Eve dönerken yağmura yakalanmıştım.
I was caught in a shower on my way home.
- Eve dönerken yağmura yakalanmıştım.
She won't leave the room, because she doesn't want to catch another cold.
- O, başka bir soğuk algınlığına yakalanmak istemediğinden dolayı odadan ayrılmayacak.
She catches colds easily.
- O, soğuk algınlığına kolayca yakalanır.
To be honest, we came to capture you.
- Dürüst olmak gerekirse, biz seni yakalamak için geldik.
They would capture as many people as possible.
- Onlar mümkün olduğu kadar çok sayıda insan yakalardı.
A fox was caught in the snare.
- Kapanda bir tilki yakalandı.
A fox isn't caught twice in the same snare.
- Bir tilki aynı tuzakta iki kez yakalanmaz.
We'll catch up later.
- Daha sonra yakalayacağız.
Tom couldn't catch up with the other students after he came out of his coma.
- Tom komadan çıktıktan sonra diğer öğrencilerin seviyesini yakalayamadı.
The robber was nabbed this morning.
- Soyguncu bu sabah yakalandı.
The traffic accident prevented me from catching the train.
- Trafik kazası treni yakalamamı engelledi.
We set out traps for catching cockroaches.
- Hamam böceklerini yakalamak için tuzaklar kurduk.
The robber was nabbed this morning.
- Soyguncu bu sabah yakalandı.
I have created a perfect plan for capturing that crafty animal.
- O kurnaz hayvanı yakalamak için mükemmel bir planı oluşturdum.
I grabbed the dog by its collar.
- Köpeği tasmasından yakaladım.
He grabbed me by the collar.
- O, beni yakamdan yakaladı.
I captured butterflies with a net.
- Kelebekleri bir fileyle yakaladım.
The boy captured the bird with a net.
- Çocuk bir ağ ile kuşu yakaladı.
I think you nailed it.
- Sanırım onu yakaladın.
Where did you nail them?
- Onları nerede yakaladın?