yaşlılar

listen to the pronunciation of yaşlılar
Турецкий язык - Английский Язык
the old
elders

You must be polite to your elders. - Yaşlılarınıza karşı kibar olmalısınız.

My parents taught me to respect my elders. - Annem ve babam bana yaşlılara saygı göstermeyi öğretti.

senior citizens
older people
yaşlı
elderly

I respect the elderly. - Yaşlılara saygı duyarım.

In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life. - Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.

yaşlı
aged

Layla and Sami have both aged up. - Leyla ve Sami'nin ikisi de yaşlıdırlar.

Layla and Sami aged up and wrinkled up. - Leyla ve Sami yaşlı ve kırışmıştılar.

yaşlı
old

Yumi Ishiyama is the oldest member of Team Lyoko. - Yumi Ishiyama, Lyoko takımının en yaşlı üyesidir.

Mom is older than Dad. - Annem babamdan daha yaşlı.

yaşlılar derneği
Darby and Joan club
yaşlılar evi
almshouse
yaşlılar için indirim
senior citizen discount
yaşlılar için indirim var mı
Are there any discounts for senior citizens
yaşlı
{s} watery
yaşlı
golden ager
yaşlı
old man

The old man was hard of hearing. - Yaşlı adam duymakta zorlanıyor.

The old man lives alone. - Yaşlı adam yalnız yaşıyor.

yaşlı
(Argo) gerry
yaşlı
old woman

She walked with her head down like an old woman. - O, yaşlı bir kadın gibi başını eğip yürüdü.

Who is that old woman? - O yaşlı kadın kimdir?

yaşlı
senile
yaşlı
oldster
yaşlı
antiquated
Yaşlı
corot
yaşlı
the elderly
yaşlı
briden
yaşlı
elder

In addition many groups have been formed so that the elderly can socialize with one another and remain active participants in American life. - Ek olarak yaşlılar birbirleriyle sosyalleşebilsin ve Amerikan hayatının aktif üyeleri olarak kalabilsinler diye birçok topluluk kurulmuştur.

You must be polite to your elders. - Yaşlılarınıza karşı kibar olmalısınız.

yaşlı
old-timer

Old-timers might argue the Internet was freest during the Usenet days. - Yaşlılar, Usenet günlerinde internetin daha özgür olduğunu iddia edebilirler.

yaşlı
doddered
yaşlı
overaged
yaşlı
tear-stained
yaşlı
geriatric
yaşlı
oldie
yaşlı
senior

Tickets are $5 for adults, and $2 for senior citizens and children. - Biletler yetişkinler için 5 dolar ve yaşlılarla çocuklar için 2 dolardır.

You must respect senior citizens. - Yaşlı vatandaşlara saygı göstermelisin.

yaşlı
senior citizen

Tickets are $5 for adults, and $2 for senior citizens and children. - Biletler yetişkinler için 5 dolar ve yaşlılarla çocuklar için 2 dolardır.

The senior citizens' spirits were high in spite of the bad weather. - Yaşlıların ruhları kötü havaya rağmen yüksekti.

yaşlı
stricken in years
yaşlı
old timer
yaşlı
suffused with tears
yaşlı
well on in years; auld
yaşlı
tear stained
yaşlı
hoar
yaşlı
advanced in years
yaşlı
well on in years
Турецкий язык - Турецкий язык

Определение yaşlılar в Турецкий язык Турецкий язык словарь

yaşlılar yurdu
Huzur evi
Yaşlı
(Osmanlı Dönemi) ÂTIK
Yaşlı
(Osmanlı Dönemi) FARİZ
Yaşlı
nemli
yaşlı
Yaşla dolmuş (göz): "Hıçkırarak yaşlı gözlerini kaldırdı."- Ö. Seyfettin
yaşlı
Yaşla dolmuş
yaşlı
Yaşı ilerlemiş kimse: "Bu yaşlıları kapısının arkasına yığdılar."- Ö. Seyfettin
yaşlı
Yaşı ilerlemiş, ihtiyar: "Kendisi de ilkin yaşlı bir kadın almayı düşünmüş idi."- M. Ş. Esendal
yaşlı
Yaşı ilerlemiş kimse
yaşlı
Yaşı ilerlemiş, ihtiyar
yaşlılar
Избранное