The number of the living was smaller than that of the dead.
- Yaşayanların sayısı ölülerinkinden daha azdı.
No living thing could live without air.
- Yaşayan hiçbir şey havasız yaşayamazdı.
Mike has a friend who lives in Chicago.
- Mike'ın Şikago'da yaşayan bir arkadaşı var.
He who lives by the sword shall die by the sword.
- Kılıçla yaşayan kılıçla ölecek.
The German newspaper Die Welt has called Canada's Prime Minister, Justin Trudeau, the sexiest politician alive.
- Alman Die Welt gazetesi, Kanada Başbakanı Justin Trudeau'yu yaşayan en seksi politikacı olarak nitelendirdi.
Elephants are the largest land animals alive today.
- Filler bugün yaşayan en büyük kara hayvanlarıdır.
My parents and little brother, who lived in the suburbs of Tokyo, died in the big earthquake.
- Tokyo banliyölerinde yaşayan ebeveynlerim ve küçük erkek kardeşim büyük bir depremde öldüler.
He despised those who lived on welfare.
- Refah içinde yaşayan insanları küçümsedi.
Tom has many friends living in Boston.
- Tom'un Boston'da yaşayan bir sürü arkadaşları var.
People living in this area are dying because of the lack of water.
- Bu alanda yaşayan insanlar su yokluğu nedeniyle ölüyor.
Aardvarks are solitary animals.
- Yerdomuzları yalnız yaşayan hayvanlardır.
Meerkats live in Africa.
- Mirketler Afrika'da yaşar.
Please tell me where you will live.
- Lütfen bana nerede yaşayacağını söyle.
I think that our living together has influenced your habits.
- Sanırım birlikte yaşamamız senin alışkanlıklarını etkiledi.
I like living with you.
- Seninle yaşamaktan hoşlanıyorum.
Long live the Soviet Union!
- Çok yaşa Sovyetler Birliği!
Long live the Tatoeba Project!
- Çok yaşa Tatoeba Projesi!
Hurray! I have found it!
- Yaşasın! Ben onu buldum!
They don't know what difficulties Tom went through in his youth.
- Onlar, Tom'un gençliğinde hangi zorlukları yaşadığını bilmiyorlar.
Tom knows a man who lives in Boston.
- Tom Bostonda yaşayan bir adam tanıyor.
What animals inhabit those islands?
- Şu adalarda hangi hayvanlar yaşar?
Indians inhabited this district.
- Yerliler bu bölgede yaşadılar.