Please tell me where you will live.
- Lütfen bana nerede yaşayacağını söyle.
Mike has a friend who lives in Chicago.
- Mike'ın Şikago'da yaşayan bir arkadaşı var.
I like living with you.
- Seninle yaşamaktan hoşlanıyorum.
I love living with you.
- Sizinle yaşamayı seviyorum.
Long live the brotherhood of all peoples.
- Yaşasın tüm halkların kardeşliği.
Long live the Soviet Union!
- Çok yaşa Sovyetler Birliği!
Hurray! I have found it!
- Yaşasın! Ben onu buldum!
Tom knows a man who lives in Boston.
- Tom Bostonda yaşayan bir adam tanıyor.
Did you know that some foxes lived on this mountain?
- Bazı tilkilerin bu dağda yaşadığını biliyor muydun?
In this country, most of the inhabitants are Sunni Muslims.
- Bu ülkede yaşayanların çoğu Sünni Müslümandır.
Animals inhabit the forest.
- Hayvanlar ormanda yaşar.