yaşanılmak

listen to the pronunciation of yaşanılmak
Турецкий язык - Английский Язык
impersonal passive to live
yaşa
{f} live

Please tell me where you will live. - Lütfen bana nerede yaşayacağını söyle.

Meerkats live in Africa. - Mirketler Afrika'da yaşar.

yaşa
{f} living

I think that our living together has influenced your habits. - Sanırım birlikte yaşamamız senin alışkanlıklarını etkiledi.

I love living with you. - Sizinle yaşamayı seviyorum.

yaşa
huzza
yaşa
Hurray!, Hooray!
yaşa
cheers
yaşa
long live

Long live the brotherhood of all peoples. - Yaşasın tüm halkların kardeşliği.

Long live the Soviet Union! - Çok yaşa Sovyetler Birliği!

yaşa
viva
yaşa
whoopee
yaşa
hurray

Hurray! I have found it! - Yaşasın! Ben onu buldum!

yaşa
hooray
yaşa
hurrah
yaşa
know

Did you know that some foxes lived on this mountain? - Bazı tilkilerin bu dağda yaşadığını biliyor muydun?

Tom knows a man who lives in Boston. - Tom Bostonda yaşayan bir adam tanıyor.

yaşa
inhabit

The region has never been inhabited by people. - Bölgede insanlar hiç yaşamadı.

Animals inhabit the forest. - Hayvanlar ormanda yaşar.

yaşa
subsist
Турецкий язык - Турецкий язык
Herhangi bir kimse yaşamak
Yaşa
yaşasın
yaşa
Hoşnutluk, sevinç gibi duyguları anlatmak için söylenir
yaşa
Hoşnutluk, sevinç gibi duyguları anlatmak için söylenir: "Ey vatan, ey mübarek vatan, bin yaşa."- T. Fikret
yaşanılma
Yaşanılmak, yaşanmak işi