The day she started for Paris was rainy.
- Onun, Paris'e hareket ettiği gün yağmurlu idi.
It was rainy yesterday.
- Dün hava yağmurluydu.
Will there be wet weather today?
- Bugün yağmurlu olacak mı?
Why are you wearing a raincoat? It's not raining, is it?
- Niçin yağmurluk giyiyorsun? yağmur yağmıyor, değil mi?
I was caught in the rain on my way home.
- Eve dönerken yağmura yakalanmıştım.
The meeting was canceled because of the rain.
- Yağmur nedeniyle toplantı iptal edildi.
The street fight was interrupted with a hail of gunfire.
- Sokak kavgası, silah ateşi yağmuru ile kesildi.
The mafia boss was killed in a hail of machine gun fire.
- Mafya babası makineli tüfek ateşi yağmurunda öldürüldü.
I'm completely wet because of the heavy rain. Will you come and pick me up with your car?
- Sağanak yağmur nedeniyle tamamen ıslandım. Arabanla gelip beni alır mısın?
He was wet to the skin from the rain.
- Yağmurdan iliklerine kadar ıslandı.
The teacher was deluged with questions.
- Öğretmen soru yağmuruna tutuldu.
Yoğun yağış sebebiyle baraj taştı.
- Şiddetli yağmur yüzünden baraj kapakları patladı.