You shouldn't eat fatty foods.
- Yağlı yiyecekler yememelisin.
I don't like fatty foods.
- Yağlı yiyecekleri sevmiyorum.
I didn't eat all the fries because they were too oily.
- Çok yağlı oldukları için tüm kızartmaları yemedim.
Tom hid the gun under a bunch of oily rags in his garage.
- Tom silahını garajdaki bir demet yağlı paçavranın altına sakladı.
You shouldn't eat fatty foods.
- Yağlı yiyecekler yememelisin.
I don't like a fat diet.
- Yağlı bir diyeti sevmiyorum.
Tom doesn't like greasy food such as spareribs.
- Tom kaburga gibi yağlı gıdaları sevmez.
The food at that restaurant is too greasy for me.
- O restorandaki yemek benim için çok yağlı.
Give me the metal bucket with the oil in it.
- Bana içinde yağ olan metal kovayı ver.
4. Heat the sesame oil in the wok and melt the butter.
- 4. Susam yağını wokta ısıtın ve tereyağını eritin.
I don't like a fat diet.
- Yağlı bir diyeti sevmiyorum.
You had better cut out the fat.
- Yağı kesip çıkarsan iyi olur.
The machine was clogged with grease.
- Makine, yağdan tıkanmış.
Who created this oil painting?
- Bu yağlı boyayı kim yarattı?
The famous oil painting was sold at the auction for 2 million dollars.
- Ünlü yağlı boya resim açık artırmada 2 milyon dolara satıldı.
Flattery won't get you anything.
- Yağcılık sana hiçbir şey getirmeyecek.
Imitation is the sincerest form of flattery.
- Taklit en samimi yağcılık biçimidir.
I hate when my hands get too oily and messy.
- Ellerim çok yağlı ve pis olduğunda nefret ederim.
I didn't eat all the fries because they were too oily.
- Çok yağlı oldukları için tüm kızartmaları yemedim.