I don't know my father's annual income.
- Babamın yıllık gelirini bilmiyorum.
They have their annual conference in May.
- Mayıs ayında yıllık konferansları var.
This yearbook is illustrated with a lot of beautiful photographs.
- Bu yıllık birçok güzel fotoğrafla süslenmiştir.
We looked at our old yearbook pictures.
- Biz eski yıllık resimlerimize baktık.
This has become a yearly tradition.
- Bu bir yıllık bir gelenek oldu.
The economic minister gives a yearly report.
- Ekonomi bakanı yıllık açıklama yapar.
The meeting is held annually.
- Toplantı yıllık olarak düzenlenmektedir.
The conference takes place annually.
- Konferans yıllık olarak gerçekleşir.
After practicing for a year, she is barely able to play the piano.
- Bir yıllık uygulamadan sonra zar zor piyano çalabiliyor.