I saw a movie for the first time in two years.
- İki yılda ilk kez bir film izledim.
We went to London last year.
- Geçen yıl Londra'ya gittik.
He seldom, if ever, comes.
- O nadiren, kırk yılda bir, gelir.
She seldom, if ever, goes out after dark.
- O, nadiren, kırk yılda bir, karanlık çöktükten sonra dışarı çıkar.
India was governed by Great Britain for many years.
- Hindistan uzun yıllardır Birleşik Krallık tarafından yönetildi.
I saw a movie for the first time in two years.
- İki yılda ilk kez bir film izledim.
dünya şampiyonası dört yılda bir yapılır.
He rarely goes to church.
- O, ayda yılda bir kiliseye gider.
As the sun rose, the stars faded away.
- Güneş doğduğunda, yıldızlar kayboldu.
Tom hasn't sung in years.
- Tom yıllarca şarkı söylemedi.
Gelecek sene Çince öğrenmek istiyorum.
- Gelecek yıl Çince öğrenmek istiyorum.
Senede dört mevsim vardır: Bahar, yaz, güz ve kış.
- Bir yılda dört mevsim vardır: İlkbahar, yaz, sonbahar ve kış.