Another ten minutes' walk brought us to the shore.
- On dakikalık bir başka yürüyüş bizi kıyıya getirdi.
How about taking a walk?
- Yürüyüş yapmaya ne dersin?
Walking is a healthy form of exercise.
- Yürüyüş egzersizin sağlıklı bir şeklidir.
I watched John and Mary walking hand in hand.
- John ve Mary'nin el ele yürüyüşünü izledim.
Russian cosmonaut Alexei Leonov performed the first spacewalk on March 18, 1965.
- Rus astronot Aleksey Leonov 18 Mart 1965'ye ilk uzay yürüyüşünü gerçekleştirdi.
Every march is composed of separate steps.
- Her yürüyüş ayrı adımlardan oluşmaktadır.
I had a slight accident while trekking in Nepal.
- Nepal'de yürüyüş yaparken hafif bir kaza geçirdim.
The rough terrain checked the progress of the hikers.
- Engebeli arazi yürüyüşçülerin ilerlemesini frenledi.
We should cancel the hike.
- Yürüyüşü iptal etmeliyiz.
He began to mimic the speech and gait of persons in the street.
- O, sokaktaki kişilerin konuşma ve yürüyüşünü taklit etmeye başladı.
He walks with an awkward gait because of an injury.
- O, yaradan dolayı garip bir yürüyüşle yürümektedir.