My father's work is to buy wool.
- Babamın işi yün satın almaktır.
We wear wool in winter.
- Biz kış aylarında yünlü giyeriz.
I'm looking for a warm, woolen skirt.
- Sıcak, yünlü bir etek arıyorum.
I bought a beautiful large ancient red Iranian woolen carpet.
- Büyük, eski, güzel, kırmızı bir yün İran halısı satın aldım.
Scotland is famous for its woollen textiles.
- İskoçya yünlü tekstili ile ünlüdür.