Why was the Japan Defense Agency upgraded to the Japanese Ministry of Defense?
- Neden Japonya Savunma Ajansı Japon Savunma Bakanlığı'na yükseltildi?
Tom got a free upgrade to business class.
- Tom business class için ücretsiz bir yükseltme aldı.
Raising taxes may not be such a good idea at this time.
- Vergileri yükseltmek bu zamanda böyle iyi bir fikir olmayabilir.
Tom thinks raising the minimum wage would be a bad idea.
- Tom asgari ücreti yükseltmenin kötü bir fikir olacağını düşünüyor.
And you are going to raise it in three days?
- Ve üç gün içinde onu yükseltecek misiniz?
Buddha, impressed by the rabbit's efforts, raised him unto the moon and set him in that form forever more.
- Tavşanın çabalarından etkilenen Buddha onu aya kadar yükseltti ve onu sonsuza kadar bu şekilde bıraktı.
He was raised to the rank of colonel two years ago.
- İki yıl önce albay rütbesine yükseltildi.
The bank has raised its dividend by 20%.
- Banka, kar payını % 20 oranında yükseltti.
His job is to promote sales.
- Onun işi satışları yükseltmektir.
The tower rose up against the blue sky.
- Kule mavi gökyüzüne doğru yükseldi.
The index rose 4% from the preceding month.
- Endeks bir önceki aya göre % 4 yükseldi.
The rocket went up smoothly.
- Roket sorunsuzca yükseldi.
The unemployment rate went up to 5% because of the recession.
- İşsizlik oranı durgunluktan dolayı %5'e yükseldi.
Prices will continue to rise.
- Fiyatlar yükselmeye devam ediyor.
Prices are still on the rise.
- Fiyatlar hâlâ yükseliştedir.
The tree was so tall that it towered over the garden wall.
- Ağaç o kadar yüksekti ki bahçe duvarının üzerinde yükseldi.
Why have coffee prices gone up?
- Kahve fiyatları neden yükseldi?
The average temperature has gone up.
- Ortalama sıcaklık yükseldi.
The cost of living has risen.
- Yaşamanın maliyeti yükseldi.
The level of water in the river has risen.
- Nehrin su seviyesi yükseldi.
In September, 1929, stock prices stopped rising.
- Eylül 1929 da, hisse senedi fiyatları yükselişini durdurdu.
The yen is rising and the dollar is falling.
- Yen yükseliyor dolar düşüyor.
The tower rose up against the blue sky.
- Kule mavi gökyüzüne doğru yükseldi.
The tree was so tall that it towered over the garden wall.
- Ağaç o kadar yüksekti ki bahçe duvarının üzerinde yükseldi.
As global warming increases, sea levels get higher and higher.
- Küresel ısınma artarken deniz seviyesi gittikçe yükseliyor.
Every time cigarettes go up in price, many people try to give up smoking.
- Her zaman sigara fiyatları yükseliyor, çok sayıda insan sigara içmeyi bırakmaya çalışıyor.
It is certain that the price of gold will go up.
- Altın fiyatının yükseleceği kesin.