We will have to upgrade our servers.
- Biz sunucularımızı yükseltmek zorunda kalacağız.
Tom got a free upgrade to business class.
- Tom business class için ücretsiz bir yükseltme aldı.
Tom thinks raising the minimum wage would be a bad idea.
- Tom asgari ücreti yükseltmenin kötü bir fikir olacağını düşünüyor.
We suggest raising the fees.
- Ücretleri yükseltmeyi öneriyoruz.
Tom raised his voice.
- Tom sesini yükseltti.
The bank has raised its dividend by 20%.
- Banka, kar payını % 20 oranında yükseltti.
Tom raised his voice.
- Tom sesini yükseltti.
Buddha, impressed by the rabbit's efforts, raised him unto the moon and set him in that form forever more.
- Tavşanın çabalarından etkilenen Buddha onu aya kadar yükseltti ve onu sonsuza kadar bu şekilde bıraktı.
His job is to promote sales.
- Onun işi satışları yükseltmektir.
The tower rose up against the blue sky.
- Kule mavi gökyüzüne doğru yükseldi.
The index rose 4% from the preceding month.
- Endeks bir önceki aya göre % 4 yükseldi.
The unemployment rate went up to 5% because of the recession.
- İşsizlik oranı durgunluktan dolayı %5'e yükseldi.
A cheer went up from the audience.
- Seyircilerden bir tezahürat yükseldi.
Prices continued to rise.
- Fiyatlar yükselmeye devam etti.
Prices will continue to rise.
- Fiyatlar yükselmeye devam ediyor.
The tree was so tall that it towered over the garden wall.
- Ağaç o kadar yüksekti ki bahçe duvarının üzerinde yükseldi.
My grades at school have gone up.
- Okulda notlarım yükseldi.
The cost of living has gone up.
- Yaşamanın maliyeti yükseldi.
The river's water level has risen.
- Nehrin su seviyesi yükseldi.
Dear Brothers and Sisters, Jesus Christ is risen! Love has triumphed over hatred, life has conquered death, light has dispelled the darkness!
- Sevgili kardeşlerim, Hazreti İsa yükseldi! Sevgi nefret üzerinde zafer kazandı, hayat ölümü ele geçirdi, ışık karanlığı dağıttı.
The Recruit scandal is a corruption scandal concerning public officials and politicians who accepted as bribes undisclosed shares from the RecruitCoscom company. The shares had been rising steadily.
- Acemi asker skandalı kamu görevlilerini ve rüşvet olarak RecruitCoscom'dan gizli payları alan politikacıları ilgilendiren bir rüşvet skandalıdır. Hisseler sürekli yükseliyordu.
In September, 1929, stock prices stopped rising.
- Eylül 1929 da, hisse senedi fiyatları yükselişini durdurdu.
The tower rose up against the blue sky.
- Kule mavi gökyüzüne doğru yükseldi.
The tree was so tall that it towered over the garden wall.
- Ağaç o kadar yüksekti ki bahçe duvarının üzerinde yükseldi.
As global warming increases, sea levels get higher and higher.
- Küresel ısınma artarken deniz seviyesi gittikçe yükseliyor.
It is certain that the price of gold will go up.
- Altın fiyatının yükseleceği kesin.
Prices will continue to go up.
- Fiyatlar yükselmeye devam edecek.