How will we feed everyone if the world's population keeps rising?
- Dünya nüfusu yükselmeye devam ederse herkesi nasıl besleyeceğiz?
Whoever you vote for, prices will go on rising.
- Kime oy verirsen ver, fiyatlar yükselmeye devam edecek.
The world's population tends to increase.
- Dünya nüfusu yükselme eğilimindedir.
Prices continued to rise.
- Fiyatlar yükselmeye devam etti.
Prices will continue to rise.
- Fiyatlar yükselmeye devam ediyor.
I deserve that raise.
- O yükselmeyi hak ediyorum.
The European Union was created as a result of a desire to rise above French-German enmity.
- Avrupa Birliği Fransız-Alman düşmanlığı üzerinde yükselmek için bir arzunun bir sonucu olarak oluşturuldu.
Prices are about to go up again.
- Fiyatlar tekrar yükselmek üzere.
Fees are about to go up.
- Ücretler yükselmek üzere.
All sorts of rumors rose about her past.
- Onun geçmişi hakkında her türlü söylenti yükseldi.
The tower rose up against the blue sky.
- Kule mavi gökyüzüne doğru yükseldi.
A cheer went up from the audience.
- Seyircilerden bir tezahürat yükseldi.
The balloon went up in the sky.
- Balon gökyüzüne doğru yükseliyor.
Prices are still on the rise.
- Fiyatlar hâlâ yükseliştedir.
The cost of living has risen.
- Yaşamanın maliyeti yükseldi.
The tree was so tall that it towered over the garden wall.
- Ağaç o kadar yüksekti ki bahçe duvarının üzerinde yükseldi.
The cost of living has gone up.
- Yaşamanın maliyeti yükseldi.
The average temperature has gone up.
- Ortalama sıcaklık yükseldi.
The river's water level has risen.
- Nehrin su seviyesi yükseldi.
The exchange rate for the yen against the dollar has risen.
- Yen için döviz kuru dolar karşısında yükseldi.
The yen is rising and the dollar is falling.
- Yen yükseliyor dolar düşüyor.
The Recruit scandal is a corruption scandal concerning public officials and politicians who accepted as bribes undisclosed shares from the RecruitCoscom company. The shares had been rising steadily.
- Acemi asker skandalı kamu görevlilerini ve rüşvet olarak RecruitCoscom'dan gizli payları alan politikacıları ilgilendiren bir rüşvet skandalıdır. Hisseler sürekli yükseliyordu.
The tree was so tall that it towered over the garden wall.
- Ağaç o kadar yüksekti ki bahçe duvarının üzerinde yükseldi.
The tower rose up against the blue sky.
- Kule mavi gökyüzüne doğru yükseldi.
As global warming increases, sea levels get higher and higher.
- Küresel ısınma artarken deniz seviyesi gittikçe yükseliyor.
There's no guarantee that the stock will go up.
- Hisse senedinin yükseleceğinin bir garantisi yok.
Prices are about to go up again.
- Fiyatlar tekrar yükselmek üzere.