The governor just gave me a rise of 2-pounds-6.
The index rose 4% from the preceding month.
- Endeks bir önceki aya göre % 4 yükseldi.
The tower rose up against the blue sky.
- Kule mavi gökyüzüne doğru yükseldi.
The rocket went up smoothly.
- Roket sorunsuzca yükseldi.
A cheer went up from the audience.
- Seyircilerden bir tezahürat yükseldi.
The cost of living has risen.
- Yaşamanın maliyeti yükseldi.
Prices continued to rise.
- Fiyatlar yükselmeye devam etti.
The tree was so tall that it towered over the garden wall.
- Ağaç o kadar yüksekti ki bahçe duvarının üzerinde yükseldi.
My grades at school have gone up.
- Okulda notlarım yükseldi.
Why have coffee prices gone up?
- Kahve fiyatları neden yükseldi?
The cost of living has risen.
- Yaşamanın maliyeti yükseldi.
The exchange rate for the yen against the dollar has risen.
- Yen için döviz kuru dolar karşısında yükseldi.
The yen is rising and the dollar is falling.
- Yen yükseliyor dolar düşüyor.
The rising sun seen from the top was beautiful.
- Tepeden görülen yükselen güneş güzeldi.
The tower rose up against the blue sky.
- Kule mavi gökyüzüne doğru yükseldi.
The tree was so tall that it towered over the garden wall.
- Ağaç o kadar yüksekti ki bahçe duvarının üzerinde yükseldi.
As global warming increases, sea levels get higher and higher.
- Küresel ısınma artarken deniz seviyesi gittikçe yükseliyor.
Prices are about to go up again.
- Fiyatlar tekrar yükselmek üzere.
It is certain that the price of gold will go up.
- Altın fiyatının yükseleceği kesin.