yükleyici

listen to the pronunciation of yükleyici
Турецкий язык - Английский Язык
loading machine, loader
(someone) who is a longshoreman, who works as a longshoreman
shipper
longshoreman, stevedore
loader; longshoreman, stevedore
installer

Tom is a solar photovoltaic panel installer. - Tom güneş fotovoltaik paneli yükleyicisidir.

(Ticaret) export shipper
charger
{i} loader
yükleyici yordam
loader routine
yükle
(Bilgisayar) install

I wish I could figure out how to install this software. - Keşke bu yazılımı nasıl yükleyeceğimi bilebilsem.

Do you want to install this free browser add-on? - Bu ücretsiz tarayıcı eklentisini yüklemek ister misiniz?

yükle
{f} laded
yükle
upload

Tom decided to upload the video he took to YouTube. - Tom çektiği videoyu YouTube'a yüklemeye karar verdi.

As soon as I can get my son to scan our family photos, I'll upload some of them to our website. - Aile fotoğraflarımızı oğluma taratır taratmaz, onlardan bazılarını web sitemize yükleyeceğim.

yükle
download

She downloaded an antivirus. - O, bir antivirüs yükledi.

I downloaded the file that Tom uploaded. - Tom'un yüklemiş olduğu dosyayı indirdim.

yükle
{f} task
yükle
{f} lading
yükle
{f} burden

I can't burden Tom with that problem. - Bu sorunu Tom'a yükleyemem.

I don't want to burden you with my troubles. - Size sorunlarımı yüklemek istemiyorum

yükle
{f} load

We loaded our baggage into the car. - Bagajımızı arabaya yükledik.

Tom loaded the cars onto the ferryboat. - Tom arabaları araba vapuruna yükledi.

yükle
weight down
yükle
{f} loaded

We loaded a lot of luggage into the car. - Arabaya bir sürü bagaj yükledik.

Let's get those supplies loaded on the truck. - Bu malzemeleri kamyona yükletelim.

yükle
{f} laden
yükle
load down
yükle
{f} loading

Tom finished loading the truck. - Tom kamyona yükleme yapmayı bitirdi.

We're ready to begin loading the truck. - Kamyonu yüklemeye hazırız.

yükle
impute to
yükle
impute
yükle
weigh down
yükle
lade
taahüt eden, yükleyici
the commitment, the installer
yükle
burdened
geriden yükleyici
back loader
ilk yükleyici
bootstrap loader
kart yükleyici
card loader
kesici yükleyici
cutter loader
kürekli yükleyici
shovel loader
ot yükleyici
hay-loader
palet yükleyici
track-type loader
paletli yükleyici
dozer shovel
paletli yükleyici
track-type loader
salt yükleyici
absolute loader
tekerlekli yükleyici
wheel loader
yerdeğişir yükleyici
relocatable loader
yükle
charging
yükle
weighdown
yükle
loaddown
yükle
weigh#down
yükle
weightdown
yükle
{f} weight

If you load too much weight in this box, it's going to blow up. - Bu kutuya çok fala ağırlık yüklersen patlar.

yükle
weight#down
yükle
imputeto
Турецкий язык - Турецкий язык
Ağır yükleri kaldırma, taşıma veya yükleme işinde kullanılan araç
Yükleme işini yapan kimse
Yükleme işini yapan (kimse)
loder
yükleyici
Избранное