Tom is a solar photovoltaic panel installer.
- Tom güneş fotovoltaik paneli yükleyicisidir.
I wish I could figure out how to install this software.
- Keşke bu yazılımı nasıl yükleyeceğimi bilebilsem.
Tom eventually figured out how to install a free database application on his computer.
- Tom sonunda kendi bilgisayarına ücretsiz bir veritabanı uygulamasını yüklemeyi anladı.
I can't figure out how to upload an image.
- Bir resmin nasıl yükleneceğini bilmiyorum.
How do we upload photos to your website?
- Fotoğrafları sitene nasıl yükleriz?
I downloaded the file that Tom uploaded.
- Tom'un yüklemiş olduğu dosyayı indirdim.
She downloaded an antivirus.
- O, bir antivirüs yükledi.
I can't burden Tom with that problem.
- Bu sorunu Tom'a yükleyemem.
I can't burden Tom with that responsibility.
- Ben bu sorumluluğu Tom'a yükleyemem.
We loaded our baggage into the car.
- Bagajımızı arabaya yükledik.
We loaded a lot of luggage into the car.
- Arabaya bir sürü bagaj yükledik.
We loaded our baggage into the car.
- Bagajımızı arabaya yükledik.
Tom loaded the cars onto the ferryboat.
- Tom arabaları araba vapuruna yükledi.
The suitcases were ready for loading.
- Bavullar yükleme için hazırdı.
Tom finished loading the truck.
- Tom kamyona yükleme yapmayı bitirdi.
If you load too much weight in this box, it's going to blow up.
- Bu kutuya çok fala ağırlık yüklersen patlar.