He's in charge of administration at the hospital.
- O, hastanenin yönetiminden sorumlu.
The administration approved the budget.
- Yönetim bütçeyi onayladı.
I'm a management consultant.
- Ben bir yönetim danışmanıyım.
Virtual memory is a memory management technique developed for multitasking kernels.
- Sanal bellek çoklu görev çekirdekleri için geliştirilmiş bir bellek yönetim tekniğidir.
This was an executive decision.
- Bu bir yönetim kararıydı.
Who represent the executive management?
- Üst yönetimi kim temsil ediyor?
Mike is the only man on the board.
- Mike yönetim kurulunda tek erkek.
Mr Johnson was concerned about the amount of money that was being lost because of careless management.
- Bay Johnson dikkatsiz yönetimi nedeniyle kaybedilen para miktarı hakkında endişe ediyordu.
He exposed corruption in the city government.
- Şehir yönetimindeki yozlaşmayı ortaya çıkardı.
Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives.
- Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.
The government of the Inca Empire controlled everything.
- İnka İmparatorluğu yönetimi her şeyi kontrol etti.
Inertia is an important governing law.
- Atalet önemli bir yönetim yasasıdır.
He's in charge of administration at the hospital.
- O, hastanenin yönetiminden sorumlu.
The administration makes important decisions.
- Yönetim önemli kararlar alır.
What do the stage directions suggest?
- Sahne yönetimi ne önerir?
I want to make a complaint to the management.
- Ben yönetime şikayette bulunmak istiyorum.
The union bargained with the management.
- Sendika yönetimle pazarlık yaptı.
Hamilton protested against British rule.
- Hamilton İngiliz yönetimine karşı protesto etti.
His rule was despotic.
- Onun yönetimi despotçaydı.
Tom is on the board of directors.
- Tom yönetim kurulunda.
Yesterday's board meeting was a big success.
- Dünkü yönetim kurulu toplantısı büyük bir başarıydı.
The local government outlawed the production of alcoholic beverages.
- Yerel yönetim alkollü içkilerin üretimini yasakladı.
The local government closed all bars and saloons.
- Yerel yönetim tüm barları ve salonları kapattı.
Sürü Yönetim Sİstemi.