The administration approved the budget.
- Yönetim bütçeyi onayladı.
The University Administration decided to set up a branch campus in New York.
- Üniversite Yönetimi, New York'ta bir şube kampüs kurmaya karar verdi.
I'm a management consultant.
- Ben bir yönetim danışmanıyım.
The firm is under foreign management.
- Firma yabancı yönetim altında.
Who represent the executive management?
- Üst yönetimi kim temsil ediyor?
This was an executive decision.
- Bu bir yönetim kararıydı.
I'm a management consultant.
- Ben bir yönetim danışmanıyım.
Virtual memory is a memory management technique developed for multitasking kernels.
- Sanal bellek çoklu görev çekirdekleri için geliştirilmiş bir bellek yönetim tekniğidir.
They were members of the local governments.
- Onlar yerel yönetimin üyeleriydi.
Everyone has the right to take part in the government of his country, directly or through freely chosen representatives.
- Her şahıs, doğrudan doğruya veya serbestçe seçilmiş temsilciler vasıtasıyla, memleketin kamu işleri yönetimine katılmak hakkını haizdir.
The government of the Inca Empire controlled everything.
- İnka İmparatorluğu yönetimi her şeyi kontrol etti.
Inertia is an important governing law.
- Atalet önemli bir yönetim yasasıdır.
He's in charge of administration at the hospital.
- O, hastanenin yönetiminden sorumlu.
The University Administration decided to set up a branch campus in New York.
- Üniversite Yönetimi, New York'ta bir şube kampüs kurmaya karar verdi.
What do the stage directions suggest?
- Sahne yönetimi ne önerir?
I don't know why the management submitted to the striker's demands so easily.
- Yönetimin neden forvetin taleplerine bu kadar kolay bir şekilde girdiğini bilmiyorum.
The union bargained with the management.
- Sendika yönetimle pazarlık yaptı.
Hamilton protested against British rule.
- Hamilton İngiliz yönetimine karşı protesto etti.
His rule was despotic.
- Onun yönetimi despotçaydı.
Some board members questioned his ability to run the corporation.
- Bazı yönetim kurulu üyeleri onun şirketi işletme yeteneğini sorguladı.
Tom is on the board of directors.
- Tom yönetim kurulunda.
The local government closed all bars and saloons.
- Yerel yönetim tüm barları ve salonları kapattı.
They were members of the local governments.
- Onlar yerel yönetimin üyeleriydi.
Sürü Yönetim Sİstemi.