He made a favorable impression on his bank manager.
- O, banka yöneticisinde olumlu bir izlenim bıraktı.
The owners appointed him manager.
- Sahipler, onu yönetici olarak atadılar.
Inertia is an important governing law.
- Atalet önemli bir yönetim yasasıdır.
Tom masterminded his father's death.
- Tom babasının ölümünü yönetiyor.
Mary conducted the orchestra using a baton.
- Mary bir baton kullanarak orkestrayı yönetti.
A conductor directs an orchestra.
- Bir orkestra şefi bir orkestrayı yönetir.
Who ruled this country?
- Bu ülkeyi kim yönetti?
Spain ruled Cuba at that time.
- İspanya o zaman Kübayı yönetti.
Fight back against the oppression of the ruling elite.
- Yöneten seçkinlerin zulmüne karşı direnin.
The city of Aachen is administered as an independent district.
- Aachen kenti bağımsız bölge olarak yönetilmiş.
The ministry administers the internal affairs.
- Bakanlık iç işlerini yönetir.
That island was governed by France at one time.
- O ada bir zamanlar Fransa tarafından yönetildi.
India was governed by Great Britain for many years.
- Hindistan uzun yıllardır Birleşik Krallık tarafından yönetildi.
How are you managing it?
- Onu nasıl yönetiyorsun?
How are other people managing?
- Diğer insanlar nasıl yönetiyor?
The directors were reluctant to undertake so risky a venture.
- Yönetim kurulu üyeleri çok riskli bir girişimi üstlenmeye isteksiz.
Anime director Satoshi Kon died of pancreatic cancer on August 24, 2010, shortly before his 47th birthday.
- Anime yönetmeni Satoshi Kon, kırk yedinci doğum gününden kısa süre önce 24 Ağustos 2010 tarihinde pankreas kanserinden öldü.
In the year 1808, he directed an orchestra in Bamberg.
- 1808yılında Bamberg'te bir orkestra yönetti.
The boss directed his men to finish it quickly.
- Patron onu çabuk bitirmeleri için adamlarını yönetti.