yönden

listen to the pronunciation of yönden
Турецкий язык - Английский Язык
in terms of
in relation to; with respect to; as regards; concerning; regarding

She has no idea how she wants the house to look in terms of décor.

in connection with, regarding, in the sense of
yön
aspect

Creativity is an important aspect for the development of human. - Yaratıcılık insan gelişimi için önemli bir yöndür.

He stressed the convenient aspects of city life. - Şehir hayatının elverişli yönlerini vurguladı.

yön
direction

I have a good sense of direction, so I don't get lost. - Ben iyi bir yön duyusuna sahibim, bu yüzden kaybolmam.

It is difficult to peg the direction of interest deregulation. - Faizi yeniden ayarlama yönünü belirlemek zordur.

yön
way

He asked me which way to go. - Bana hangi yöne gideceğini sordu.

Japan and China differ from each other in many ways. - Japonya ve Çin, pek çok yönden birbirinden farklıdır.

yön
course

Of course you can trust me. Have I ever given you a bum steer before? - Elbette bana güvenebilirsin. Ben hiç daha önce seni yanlış yönlendirdim mi?

The flood diverted the course of the river. - Sel nehrin yönünü değiştirdi.

yön
path
yön
direction; side; aspect; way, respect, regard
yön
{i} trend

There's a trend these days towards small families. - Bu günlerde küçük ailelere doğru bir yönelim var.

yön
bearing

I lost my bearings when I came out of the subway. - Metrodan çıktığımda yönümü kaybettim.

yön
{i} bearings

I lost my bearings when I came out of the subway. - Metrodan çıktığımda yönümü kaybettim.

yön
orientation

By simply changing the orientation of a house in relation to the sun, you can save up to thirty percent of the energy required or wasted for heating or cooling it. - Güneşe göre bir evin yönünü değiştirerek evi ısıtmak ya da soğutmak için gerekli ya da boşa harcanmış enerjinin yüzde otuzunu tasarruf edebilirsiniz.

Your sexual orientation is not something you can change. - Cinsel yöneliminiz değiştirebileceğiniz bir şey değildir.

birçok yönden
in many ways
cinsel yönden güçlü
virile
maddi yönden
materially
teknik yönden
technically
yön
quarter
yön
weather

We were rerouted because of weather. - Havadan dolayı yönümüzü değiştirdik.

yön
party

He had led the Republican Party with great success. - O, Cumhuriyetçi Parti'yi büyük bir başarı ile yönetti.

A farewell party was held for the executive who was retiring. - Emekli olan bir yönetici için bir veda partisi düzenlendi.

yön
streak
yön
rubric
yön
direction; quarter: O yöne doğru gitti. He went in that direction
yön
in terms of
yön
side, aspect; angle: Bu sorunun birkaç yönü var. There are several sides to this matter. Probleme o yönden bakmadım. I haven't looked at the problem from that angle
yön
regard
yön
facet
yön
directional
yön
side

Always look on the bright side of life. - Hayata her zaman olumlu yönden bak.

The exit is on the right side of the direction of travel. - Çıkış seyahat yönünün sağ tarafında.

yön
respect

England resembles Japan in many respects. - İngiltere birçok yönden Japonya'ya benzer.

You are wrong in some respects. - Bazı yönlerden hatalısın.

yön
point of view line of thought, line: politik yönü belli olmayan biri someone whose political views are not readily apparent
bu yönden
from that direction
yön
complexion
yön
sense

I have a good sense of direction, so I don't get lost. - Ben iyi bir yön duyusuna sahibim, bu yüzden kaybolmam.

Tom certainly doesn't have a very good sense of direction. - Tom'un kesinlikle çok iyi bir yön duyusu yok.

yön
channel
duygusal yönden
emotionally

Tom told me Mary was emotionally unstable. - Tom bana Mary'nin duygusal yönden kararsız olduğunu söyledi.

I don't know how to talk to emotionally distraught people. - Duygusal yönden perişan insanlarla nasıl konuşacağımı bilmiyorum.

dört ana yönden biri
cardinal point
ekonomik yönden
in terms of economy
her yönden
all over
her yönden
all around
her yönden
all-round
her yönden
in all respects
her yönden
from all quarters
her yönden
on all hands
konuyu aynı yönden ele alan
synoptic
maddi yönden bağımsız
independent
maddi yönden bağımsız kimse
independent gentleman
maddi yönden bağımsız kimse
man of independent means
maddi yönden güçlü
financially powerful
ne yönden
wherein
pek çok yönden
in many directions
teorik yönden
theoretically
yön
(Hukuk) aspect, trend
Турецкий язык - Турецкий язык
Bakımından
yön
Bir şeyin belli bir noktaya baktığı yan, veçhe
yön
Belli bir noktaya göre olan yer, taraf
yön
Tutulacak, izlenecek yol
yön
Bir yere gitmek için izlenen yol, cihet, istikamet
Yön
veçhe
yönden
Избранное