O, gözlerinin etrafında birkaç kırışıklık edinmeye başladı.
- She has started to get a few wrinkles around her eyes.
Pantolonumdaki kırışıklıkları ütüledim?
- I ironed out the wrinkles in my pants.
Pantolonumdaki kırışıklıkları ütüledim?
- I ironed out the wrinkles in my pants.
Onun pantolonlarının hepsi kırışık.
- His slacks are all wrinkled.
... Wrinkles, right? ...