Определение wortlaut в Английский Язык Турецкий язык словарь
- text
- metin
Bu metini çevirmek için vaktim yok.
- I don't have time to translate this text.
Tom bana ilginç bir metin gönderdi.
- Tom sent me an interesting text.
- wording
- {i} üslup
O üslup bana oldukça garip görünüyor.
- That wording sounds rather strange to me.
- text
- (Bilgisayar) metneçevir
- wording
- konuşarak
- text
- konu
Taro, Londra'dan bazı İngilizce konuşma ders kitapları ısmarladı.
- Taro ordered some English conversation textbooks from London.
Onun konuşmasının tam metnini okuduk.
- We read the full text of his speech.
- text
- parça
- text
- tekst
İskoçya yünlü tekstili ile ünlüdür.
- Scotland is famous for its woollen textiles.
Babası bir traktör sürücüsüydü ve annesi bir tekstil fabrikasında çalıştı.
- Her father was a tractor driver and her mother worked in a textile plant.
- text
- İncil'de ayet
- wording
- ifade etmekte seçilen sözcükler
- text
- (Askeri) METİN: Bir haberde, gönderen makamın bildirmek istediği bilgiyi teşkil eden kısım. Ayrıca bak "plain text, encrypted text"
- text
- {i} İncil'den kısa bölüm
- text
- (Dilbilim) SÖZ(Söylem çözümlemesi)İletişimsel amacı olan ve bir bağlam içinde bulunan herhangi bir söz, ses, görsel vs. Bağlama bir söz (text) ile müdahil olabiliriz ve sözü(text) kullanarak iletişiriz.METİN (METİN DİLBİLİM)İletişimsel bir amacı bulunan, içerik biçim özellikleri ve metinsellik kriterleri ile değerlendirilebilen yazılı/sözlü dil bütünü
- text
- Cep telefonu ile kısa mesaj yollamak
- text
- incilden kısa bölüm
- wording
- {i} ifade tarzı
Düşünmek zorundayım. Başka bir ifade tarzı bulmayı deneyeceğim.
- I have to think about it. I'll try to find another wording.
- text
- {i} yazının aslı
- wording
- {i} ifade; ifade tarzı