Metindeki bütün cümleleri hatırlamaya çalışma, bu neredeyse imkansız.
- Don't try to remember every sentence of the text, it's almost impossible.
Bu metini çevirmek için vaktim yok.
- I don't have time to translate this text.
O üslup bana oldukça garip görünüyor.
- That wording sounds rather strange to me.
Taro, Londra'dan bazı İngilizce konuşma ders kitapları ısmarladı.
- Taro ordered some English conversation textbooks from London.
Ders anında mesajlaşırken yakalandığı için Mary'nin cep telefonuna el konuldu.
- Mary's phone was confiscated because she was caught texting during class.
Valentina'nın annesi bir tekstil fabrikasında çalıştı.
- Valentina's mother worked in a textile plant.
Tekstil fabrikasının pencereleri demir çubuklarla donatılmış bu yüzden fabrikada yangın çıktığında işçilerden çoğu öldü.
- The textile factory's windows are fitted with iron bars so when a fire broke out inside the factory, most of the workers died.
Düşünmek zorundayım. Başka bir ifade tarzı bulmayı deneyeceğim.
- I have to think about it. I'll try to find another wording.