Onun hikayesi herhangi birinin inanması için çok fazla saçma.
- His story was too ridiculous for anyone to believe.
Kes şunu. Saçmalıyorsun.
- Stop it. You're being ridiculous.
O şimdiye kadar duyduğun en komik şey.
- That's the most ridiculous thing I've ever heard.
Ne komik bir karşılaştırma!
- What a ridiculous comparison!
O kadar gülünç değil.
- It's not that ridiculous.
Tom onun gülünç olduğunu düşünüyor.
- Tom thinks that's ridiculous.