Annem saat 07:15 diyerek beni uyandırdı.
- My mother woke me up saying It's a quarter past seven.
Tom ve Mary yılın ilk güneşinin doğuşunu görmek için erken uyandı.
- Tom and Mary woke up early to see the first sunrise of the year.
Yarın sabah erken uyanmak istiyorum.
- I want to wake up early tomorrow morning.
Senin uyanmak için en sevdiğin müzik türü hangisi?
- What's your favorite kind of music to wake up to?
Dan çocukları uyandırdı.
- Dan woke up the children.
Tom çocukları uyandırdı ve onlara kahvaltı zamanı olduğunu söyledi.
- Tom woke up the children and told them it was time for breakfast.
Komşularımı uyandırmak istemiyorum.
- I don't want to wake my neighbors.
Seni uyandırmak istemedim.
- I didn't mean to wake you.
Bebek uyanmasın diye parmak ucumda yürüdüm.
- I walked on tiptoes so as not to wake the baby.
Yarın sabah erken uyanmak zorundasın.
- You have to wake up early tomorrow morning.
Koyu bir fincan kahve uyanık kalmama yardım eder.
- A strong cup of coffee helps me wake up.
Lütfen yarın saat 6'da beni uyandır.
- Please wake me up at six tomorrow.
Sessiz ol, yoksa bebek uyanacak.
- Be quiet, or the baby will wake up.
How long I slept I cannot tell, for I had nothing to guide me to the time, but woke at length, and found myself still in darkness.
... I woke up at 6 o'clock this morning. ...
... I -- I never, ever -- there was never a day when I woke up ...