without an irregularity, flaw, or blemish; pure

listen to the pronunciation of without an irregularity, flaw, or blemish; pure
Английский Язык - Турецкий язык

Определение without an irregularity, flaw, or blemish; pure в Английский Язык Турецкий язык словарь

even
{f} eşit olarak bölüştürmek
even
{s} dengeli
even
tam (sayı)
even
de
even
hatta ve hatta
even
acısını çıkarmak
even
bile

Tek bir kelime bile etmeden ayrıldı. - She left without saying even a single word.

O bir sineğe bile zarar veremez. - She can't even harm a fly.

even
engebesiz
even
daha da

Fırtına daha da şiddetlendi. - The storm became even more violent.

Şimdi sizi daha da çok seviyorum arkadaşlar! - Now I love you guys even more!

even
hatta

Hatta babama karşı onu destekledim. - I supported her even against my father.

Binlerce insan Bhopal Gaz Trajedisi'nde hayatlarını kaybetti ve bugün bile yüzlerce, hatta binlerce insan hâlâ zehirli gazın kötü etkilerinden muzdariptir. - Thousands of people lost their lives in the Bhopal Gas Tragedy, and even today hundreds of thousands of people still suffer from the ill-effects of the poisonous gas.

even
da
even
tamamıyla

Asal sayılar hayata benzerler, onlar tamamıyla mantıklıdır ama bütün zamanınızı bu konuyu düşünerek harcasanız dahi belirli bir kural bulmak imkansızdır. - Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.

Tom'u tamamıyla hatırlıyor musun? - Do you even remember Tom?

even
{s} temkinli
even
neredeyse

Seni neredeyse hiç tanımıyorum. - I hardly even know you.

Neredeyse Tom'u hatırlamıyorum. - I barely even remember Tom.

even
{s} düz, engebesiz
even
dahi

Asal sayılar hayata benzerler, onlar tamamıyla mantıklıdır ama bütün zamanınızı bu konuyu düşünerek harcasanız dahi belirli bir kural bulmak imkansızdır. - Prime numbers are like life; they are completely logical, but impossible to find the rules for, even if you spend all your time thinking about it.

Biz dahi Tom'dan hoşlanmıyoruz. - We don't even like Tom.

even
düzeltmek
even
{s} başabaş
Английский Язык - Английский Язык
even
without an irregularity, flaw, or blemish; pure

    Расстановка переносов

    with·out an irregularity, flaw, or blemish; pure

    Произношение

Избранное